Examples of using "Seebären" in a sentence and their turkish translations:
Foklar daha atik.
Fakat buradaki tek avcılar foklar değil.
Ama bir noktadan sonra, fokların geri kalanları da beslenmek zorunda.
Fakat alçalan güneş fokun silüetini ortaya çıkarıyor.
Güneş batıyor. Fokların avladığı balıklar derinlerden yukarı çıkıyor.
Karanlık çökünce... ...fokların görülmeden geçme şansının artması gerekir.
Şehrin ışıklarını geride bırakıp karanlık açık okyanusa ulaşan kürklü foklar artık daha güvende.
Mossel Körfezi, Güney Afrika'daki bu ufacık ada 4.000 Güney Afrika kürklü fokuna ev sahipliği yapmaktadır.