Examples of using "Steigt" in a sentence and their turkish translations:
Etkinliği gittikçe artıyor.
Yumurtaların fiyatı yükseliyor.
Suç artmakta.
Sıcaklık yükseliyor.
Su yükseliyor.
Benzinin fiyatı yükseliyor.
Fiyat yükseliyor.
Deniz seviyesi yükseliyor.
Tuna nehri yükseliyor.
Vücut ısısı yükseliyor, nabız yükseliyor... Onun oksijen eksikliği durumu var.
Bu hâlâ yükseliyor.
Petrol fiyatı yükseliyor.
Tom merdivenlerden yukarı çıkıyor.
Doların değeri artıyor.
Benzinin maliyeti yükselmeye devam ediyor.
beklenen yaşam süresi gittikçe düşüyor, artmıyor.
ruh gök yüzüne yükselirken
ana akım medyada ana haber sunuculuğuna kadar yükseliyor
yaklaşık iki katı artış gösteriyor,
Nancy trenden iniyor.
Alkol tüketimi her yıl artıyor.
Tom merdiven çıkmaktan nefret eder.
Yabancıların arabalarına binmeyin.
Duman havada yükseliyor.
Yen yükseliyor dolar düşüyor.
Bir sonraki nesile olan inancım artıyor.
Ateşi yükselirse doktoru çağır.
Tom genellikle beş yıldızlı otellerde kalır.
Onlar üst kattaki dairede bir parti veriyorlar.
İthal arabalar için talep daha düşük fiyatlardan dolayı artıyor.
Çoğu gelişmekte olan ülkelerde kentsel nüfus çok hızlı artıyor.
Arabasına binmesi için bekliyorum.
Çok sinirlendiği zaman tansiyonu çıkar.
Suç sürekli artıyor.
Fiyat artmaya devam edecek mi?
Seni düşünmeye başlar başlamaz, nabzım yükseliyor.
Bu dişi ateş böceği mürekkep balığı abisten yüzlerce metre yukarıya doğru göç ediyor.
Ve konuşmanız uzadıkça yükselmeye devam eder.
Güneş batıyor. Fokların avladığı balıklar derinlerden yukarı çıkıyor.
Eğer araba sayısı artarsa, trafik de artar.
Rahatsız edilmekten hoşlanmıyorlar. Siyah gergedan nüfusu yavaşça artmakta.
ekvator tarafına gittikçe yeryüzü yükseldiği için çarpması gerekiyor
Ata bin.
Eğer bir arkadaşınızla yakın mesafeden konuşuyorsunuz risk yükselir.
Jeep'e bin.
düz dünya'cılar ise ya iyide bu dünya yuvarlak ise uçak yeterince yükseliyor
Otobüse binin.
Uzmanlar, insanlar daha fazla ödemeye istekli olduğu için kahve fiyatlarının daha çok arttığını söylüyorlar.