Examples of using "Irgendwann" in a sentence and their turkish translations:
Ara sıra uğra.
Her şeyin bir sonu vardır.
Herkes bir gün ölecek.
O bir gün bunun için üzülecek.
Eninde sonunda olacak bu.
Beni bazen ara.
Bir ara bana yaz, tamam mı?
Bir ara beni ara.
O muhtemelen bir gün evlenir.
Tom yarın bir ara dönebilir.
Hiç ölü doğum yaşadın mı?
Ben, bir gün sizi ziyaret edebilir miyim?
ve biz zamanla onlara teşekkür edeceğiz.
ve zamanla, hem ekranda hem de ekran haricinde
Herkes arada bir hatalar yapar.
Karar anı yakında gelecek.
Bir gün Mısır'ı ziyaret etmek istiyorum.
Bir gün o kızı tekrar görmek istiyorum.
Ben bir ara Tom'la tanışmak istiyorum.
Bir gün o kızı tekrar görmek istiyorum.
Bazı günler denemelisin.
Bir ara seni ziyaret edeceğiz.
Ondan bıkacak nihayetinde.
Hiç erkek sevdin mi?
Bir gün Avustralya'yı ziyaret etmek istiyorum.
Ben bir zamanlar astrofizikçi olmak istiyordum.
Sanırım o bir gün olacak.
Hiç onun tekrar olabileceğini düşünüyor musun?
zaman geçtikçe çelişkili hâle geliyor.
Sana bir ara uğrarım.
Bir gün Amerika'ya gitmek istiyorum.
Bir gün sizinle akşam yemeği yemek istiyorum.
Bir ara birlikte duvar tenisi oynamalıyız.
Bir ara takılmalıyız.
Bir gün rüzgar gibi koşacağım.
Bir gün Londra'ya gitmek istiyorum.
Günün birinde, bir yelkenliye sahip olmak istiyorum.
Sahip olduğun şeyler nihayetinde sana sahip olur.
Bazen fugu yemeyi denemek istiyorum.
Sonunda tüm bunları anlayacaksınız.
Bir gün Beyaz Saray'ı ziyaret etmek ister misiniz?
Bir ara tekrar birlikte şarkı söylemeliyiz.
Ama bir noktadan sonra, fokların geri kalanları da beslenmek zorunda.
Bazen şarkı söylemeni duymak istiyorum.
Bir gün tekrar Boston'a gitmek istiyorum.
Bir gün Mars'a yolculuk yapabileceğiz.
Bazen müzik çalmamızı izlemeye gelin.
Bir yerden sonra hammadde sıkıntısı çekmeye başlayacağız
Yakın gelecekte seni ziyaret edeceğim.
Şu ana kadar kimse Tanrıyı görmedi.
Beni gördüğünde beni bekle.
Ben bir gün Carnegie Hall'da sahneye çıkmak istiyorum.
Bir gün bana yaşını söyleyecek misin?
Ne zaman bilmiyorum, ama bir gün olacak.
Nihayetinde, yaklaşık 100 gün sonra, kol tamamen yeniden büyümüştü.
Bir gün dünya'yı uzaydan görmek istiyorum.
Mutluluk küçük bir kuş gibidir. O ara sıra uçar gider.
Bir gün seninle tenis oynamak istiyorum.
Konuşma tarzın bir gün senin başını belaya sokacak.
Çünkü bütün bu konakların bir noktada birbirleri ile temas etmesi gerekir.
Sanırım sonunda Tom ve Mary evlenecek.
O hayvanla temas edince bir şeyler oluyor. Ama bir noktada nefes alman gerek.
Bunun önümüzdeki üç gün içinde bazen olacağını biliyorum.
Bir gün bundan pişman olacaksın.
Bir gün Mısır'ı ziyaret etmek istiyorum.
Avusturyalı bir komutanı hayati bir Tuna köprüsünü teslim etmeye blöf ettiler . Bir noktada Lannes
Hiç onu yapmayı düşündün mü?
Sorun zamanla kendiliğinden çözülecektir.
Başta bunun aptalca bir fikir olduğunu düşündüm fakat sonunda bunun ne iyi bir fikir olduğunu fark ettim.
Tom yıllarca Mary'den hoşlandı ama bir noktada onun için hisleri aşka dönüştü.
Bence, izlediğimiz filmlerdeki gibi yabancıların gezegenimizi ziyaret etmeleri imkansızdır.
Bir gün Amerika'ya gitmek istiyorum.
Yılbaşı gecesinde bütün dünya tarih değiştiği için kutluyor. Ben ise dünyada bir şeylerin değişmiş olmasını kutlamak isterim.