Examples of using "Lebensraum" in a sentence and their turkish translations:
ya da yaşanacak yerler.
Dünya'nın tüm habitatlarında...
biz onların yaşam alanlarını yok ettikçe
- Hitler Doğu Avrupa'da lebensraum istedi.
- Hitler Doğu Avrupa'da yaşam alanı istedi.
.
Onların yetişme ortamı ormansızlaşma tarafından tehdit ediliyor.
Yemek ve alan kapma derdindeki binlerce farklı türün arasında...
Şehirler, Dünya'nın en hızlı büyüyen habitatları.
Mars'ın doğal çevre koşullarını incelemek için bir şans.
Şehirler genişleyip vahşi yaşam alanları daralırsa ne olur?
Habitatları olmadan, orangutan nüfusu başka bir yerde hayatta kalıp büyüyemez.