Translation of "Arten" in Turkish

0.014 sec.

Examples of using "Arten" in a sentence and their turkish translations:

Und 1,8 Millionen bekannten Arten.

bir sistemin parçalarıyız.

Einige Arten haben große Flügel

bazı türlerin kanatları da büyüktür

Bob fand verschiedene Arten Nüsse.

Bob çeşitli fındık türleri buldu.

Es gibt viele gefährdete Arten.

Bir sürü nesli tükenmekte olan türler var.

Es gibt zwei Arten von Fledermäusen

yarasalarda iki tane tür vardır

Ich lese alle Arten von Büchern.

Her tip kitabı okurum.

Mir gefallen viele Arten von Musik.

Müziğin birçok türünü severim.

Welche Arten von Büchern liest Tom?

Tom ne tür kitaplar okur?

Nach Arten, bei denen Viren Wirt sind

virüslerin konakçı olduğu türlere göre

Obwohl wir es in zwei Arten teilen

biz tür olarak ikiye ayırsak da

Da verschiedene Arten von Raubtieren ihn jagen…

Onu avlayan bir sürü yırtıcı tür var.

Man kann das auf zwei Arten machen.

Bunu yapmanın iki yolu var.

Wir führen alle Arten von Reparaturen aus.

Her türlü tamir yapıyoruz.

Es gibt viele verschiedene Arten von Schönheit.

Pek çok farklı güzellik türü vardır.

Wir reparieren hier alle Arten von Uhren.

Burada her çeşit saati tamir ederiz.

Wir fanden 72 Arten, die über anderen stehen.

Diğerlerinden üstün olan 72 hayvanı bulduk.

Tausende von Arten konkurrieren um Nahrung und Lebensraum.

Yemek ve alan kapma derdindeki binlerce farklı türün arasında...

In diesem Garten sind alle Arten von Blumen.

O bahçede her türde çiçek vardır.

Dieser Satz kann auf zwei Arten interpretiert werden.

Bu cümle iki şekilde yorumlanabilir.

Darwin assoziiert man mit der "Entstehung der Arten".

Darwin ile ''Türlerin Kökeni''nde karşılaşıyoruz.

Es gibt etwa 80 verschiedene Arten von Mangrovenbäumen.

Yaklaşık 80 farklı türde mangrov ağacı vardır.

Alle gesunden Ökosysteme brauchen eine Vielfalt an unterschiedlichen Arten.

Tüm sağlıklı ekosistemler çok sayıda farklı türe ihtiyaç duyar.

Verschiedene Arten der Philosophie nahmen ihren Ursprung in Griechenland.

Felsefenin çeşitli türleri Yunanistan'da oluşmuştur.

Sie verkaufen verschiedene Arten von Waren in diesem Laden.

Onlar o mağazada çeşitli mallar satmaktadır.

In der Schale befinden sich verschiedene Arten von Bonbons.

O kasede değişik türde şekerleme var.

Dieser Satz kann auf vielerlei Arten ins Arabische übersetzt werden.

Bu cümle Arapçaya birçok yolla çevrilebilir.

Der Wald beheimatet viele verschiedene Arten von Pflanzen und Tieren.

Orman, bitkilerin ve hayvanların birçok farklı türleri için yuvadır.

Heute existieren noch 6 Arten, die in 2 Gruppen geteilt werden.

Bugün ise sağ kalan altı türü var ve iki gruba ayrılıyorlar.

- Ich lese alle Arten von Büchern.
- Ich lese alle möglichen Bücher.

- Her tip kitabı okurum.
- Her tür kitabı okudum.

Es gibt drei Arten von Lügen: Lügen, verdammte Lügen und Statistiken.

Üç çeşit yalan vardır: yalanlar, lanetli yalanlar ve istatistikler.

In Dschungeln werden mehr neue Arten entdeckt als irgendwo sonst an Land.

Yağmur ormanlarında diğer kara parçalarına oranla daha fazla yeni türe rastlanmaktadır.

Während andere Arten blinken, können diese kontinuierlich leuchten, bis zu einer Minute.

Diğer türler sadece yanıp söner. Bunlar ise bir dakikaya kadar hiç durmadan parlayabilirler.

Aber keine Sorge, es ist sehr unwahrscheinlich, dass wir diesen Arten begegnen

ama merak etmeyin bu türlerle zaten karşılaşma ihtimalimiz çok düşük

Die Hälfte der Arten auf der Welt lebt in den tropischen Regenwäldern.

Dünyadaki türlerinin yarısı tropikal yağmur ormanlarında yaşıyor.

- Was haben diese beiden Spezies gemeinsam?
- Was haben diese zwei Arten gemeinsam?

Bu iki türün ortak özelliği nedir?

Aber auf so viele Arten und in so vielen Orten auf unserer Welt

Ancak gerçek dünyanın her yerinde pek çok farklı şekilde etrafımızı sarmış,

Auf diese Weise können wir in den Wäldern vielen Arten von Früchten begegnen.

bu sayede ormanlarda bir sürü çeşit meyve ile karşılaşabiliriz

Suchen Sie überall, wo Sie eine ATF-Tasche außerhalb der Türkei haben oder andere Arten von Alarmen haben

Türkiye dışında heryerde didik didik çantanız aranıyor veya başka türlü alarmlar var

Es gibt zwei Arten von Menschen: die, die wissen wie man Libyen schreibt, und die, die es nicht wissen.

İki çeşit insan vardır: "Libya" yazmasını bilenler ve bilmeyenler.

- Ich will herausfinden, was für Essen Tom gerne isst.
- Ich will herausfinden, was für Arten von Essen Tom gerne isst.

Tom'un ne tür yiyecek yemek istediğini öğrenmek istiyorum.

Es gibt 10 Arten von Menschen in der Welt: die, die das Binärsystem verstehen, und die, die es nicht verstehen.

Dünya üzerinde 10 çeşit insan vardır: ikilik sistemi anlayanlar ve anlamayanlar.

Und das hier zeigt, wie sich die Partikel beim Husten durch die Luft bewegen, wenn man zwei Arten von Masken trägt:

Ve bu da iki tip maske kullanılarak öksürüldüğünde hava partiküllerinin hareketini gösteriyor:

Ich denke, es gibt zwei Arten von müden Menschen. Die einen brauchen ganz dringend Schlaf, die anderen brauchen ganz dringend inneren Frieden.

Sanırım, iki çeşit yorgun insan tipi var. Biri aşırı derecede uyku ihtiyacı olan, diğeri ise aşırı derecede huzur ihtiyacı olanlar.

Es gibt zwei Arten von Menschen. Bei den einen verlierst du nur Zeit. Bei den anderen verlierst du das Gefühl für die Zeit.

İki insan türü vardır. Bazılarında zamanını boşa harcadığın ve diğerlerinde zamanın nasıl geçtiğini anlamadığın.

Die Verpflichtung zum Schulbesuch wird selten analysiert in der Vielzahl der Werke, die den mannigfaltigen Arten gewidmet sind, bei Kindern den Wunsch zu lernen zu entwickeln.

Eğitimin zorunlu karakteri çocukların içinde öğrenme arzusu geliştirmek için çeşitli şekillerde çalışmaya adanmış işlerin çokluğunda nadiren analiz edilir.