Examples of using "S’il" in a sentence and their turkish translations:
Lütfen 'evet' de!
Gelirse ona beni beklemesini söyle.
Lütfen, radyoyu aç.
Yağmur yağsa bile oyun oynanacak.
Lütfen onu tekrarlar mısın?
Bir limonlu çay lütfen.
Lütfen bana menüyü gösterin.
Bifteğimi orta büyüklükte severim.
Onun geç gelmesi ya da gelmemesi önemli değil.
Ev ödevime yardım et, lütfen.
Daha sıkı çalışsaydı, sınavı geçerdi.
Bana tuzu uzatır mısın, lütfen?
İki bardak elma suyu, lütfen.
Lütfen bana adını söyle.
TRAPPIST-1'de yaşasaydı bu çok daha kolay olurdu
Ben bir pizza alabilir miyim lütfen?
- Lütfen daha yavaş konuşun.
- Lütfen daha yavaş konuşun!
Üzgünüm ama bana biraz ekmek satın alabilir misiniz?
Biraz daha sıcak olsaydı çayımızı bahçede içebilirdik.
- Lütfen radyoyu açar mısın?
- Lütfen, radyoyu aç.
Lütfen bana adını söyle.
Bana bir iyilik yapar mısınız, lütfen?
- Lütfen, radyoyu aç.
- Lütfen radyoyu aç.
Lütfen bana bir bardak su ver.
Bana tuzu uzatabilir misin, lütfen?
Lütfen bana bir bardak su ver.
- Lütfen bana bir bardak su ver.
- Bana bir bardak su ver, lütfen.
Bana tuzu uzatabilir misin, lütfen?