Examples of using "Partie" in a sentence and their turkish translations:
Bunun bir parçasısın.
Hangi kısım yanlış?
oradan çıktım.
Bu kısım ise
sadece bir kısmını
O gitti.
Oyun heyecan verici oldu.
- Biz oyunu kaybettik.
- Biz maçı kaybettik.
Seni kısmen izleyebilirim.
Oyundan hoşlandın mı?
Onlar parçamız.
Sen bizim takımın parçasısın.
Sorunun bir parçasısın.
Oyunu kaybettin.
Favori bölümün hangisiydi?
Bu planın bir parçası idi.
illaki bir taraf olmak mı gerekiyor
Altı çizili kısmı tercüme et.
- Boyası çıkmış.
- Boya kalkmış.
Oyun iptal edildi.
O oyun korkunçtu.
O onun bir parçası.
Hangi parçayı tercih ediyorsun?
Bu kolay kısım.
İşte en iyi parça.
O bölüm sinir bozucu.
O bölüm iyi.
Karın gitti.
Bu benim en sevdiğim kısım.
Oyun bitti.
Bu zor kısmıydı.
Kayak yapmaya gitti.
Oyunu kazandım.
Bundan kısmen sorumlusunuz.
Satranç oyununa ne dersin?
O en zor kısım.
hepsi büyük resmin birer parçasıydı.
sen de benim bir parçamsın.
Her bir yerimi seviyorum.
birinci yanı şu
O İtalya'ya gitti.
O, bandoya üyedir.
O takımdadır.
Sonunda ağrı geçti.
Ekipte olmaktan memnunum.
Paris'e gitti.
O, işin bir parçası.
Soy tükenmesi, evrimin bir parçasıdır.
Bu kısmen benim hatamdı.
Bu, sistemin bir parçası.
Bu onun sadece bir parçası.
Oyuna başlayabilir miyiz?
O konuya daha sonra gelelim.
O buradan hemen ayrıldı.
Biz takımın parçasıyız.
Kim takımda?
Bir grupta olmak istiyorum.
- O kısmen doğru.
- O kısmen haklı.
O, Paris'e gitti.
O yatmaya gitmişti.
O bir geziye gitti.
Ağrı geçmedi.
Tom onun parçası olmak istedi.
Kanada'nın hangi kısmındansın?
Gelecek sefere oyunu kazanacağım.
Onlardan biri değilim.
hastalıklarla mücadele eden insanlar çoğu zaman bu hastalıklara
temas ederek seks yapıyorlar.
Kısmen adalet yüzünden
Bu deliğin içine girdi.
O ülkelerden biri ise Küba.
Biraz da bunun sonucu olarak
"Itzhak, orta bölümde,
Şimdi o zaman şu kısma gelelim
o kısmın haklarını kısıtlıyor
Resmen doğanın içindeydiler.
Ve sonra çat diye birden kayboldu.
Mürettabattan bazıları boğuldu.
Sen şimdi seçkinlerin arasındasın.
En çok sevdiğim bölüm bu.
O, pikniğe gitti.
Onların hepsi stratejilerinin bir parçası.
Hikayenin bir bölümü doğrudur.
Yemeğin bir kısmını yemeden bıraktım.
O, dün Kyoto için yola çıktı.
- Hangi takımdasın?
- Hangi takımdasınız?
O, hayatın bir parçası.
- Bu grubun parçası olmak hoşuma gidiyor.
- Bu grubun parçası olmaktan memnuniyet duyuyorum.
Kız arkadaşım Kanada'ya gitti.
Bir tenis maçı oynayacağız.
Yağmur yağarsa, oyun iptal edilir.
Hangi bölüm çevrilmedi?
Filmin bu bölümünden nefret ediyorum.
Bu bölümü severim.
Ben senin grubun bir parçası olmak istiyorum.
- Hayat satranç oyunu gibi.
- Hayat satranç oyunu gibidir.
Ekip sekizde gitti.