Examples of using "Pendant" in a sentence and their turkish translations:
Uzunca bir süre
Ve birkaç saniye için
2012 yılının kışında,
Kemoterapi sırasında,
çok uzun bir süre kendini belli etmeden
Fakat üç gün boyunca,
oradaki ıstakozları koruyorlar.
1 saat boyunca program yapıyor
Bir hafta bekleyeceğim.
Ben konuşurken sessiz ol.
Ben on beş yıldır bir öğretmendim.
Biz otuz dakika konuştuk.
- Saatlerce dans ettiler.
- Saatler boyunca dans ettiler.
Yedi yıl boyunca çalıştım
mümkün olduğu kadar uzun süre konuşmamız lazım,
Ancak 'Terör' sırasında,
Yemek sıcakken yiyelim.
Biz saatlerce bekledik.
Uzun zamandır burada yaşıyorum.
Onu bir saat bekleyeceğim.
O, birkaç dakika düşündü.
- Lütfen beş dakika bekle.
- Lütfen beş dakika bekleyin.
- Lütfen beş dakika bekleyiniz.
Ben bir saattir okuyordum.
Saatlerce oradaydım.
İki saattir ders çalışmaktayım.
Bir saat çalıştım.
- Ben dokuz saat uyudum.
- Dokuz saat uyudum.
Üç gündür oradaydım.
Yazın Fransa'ya gideceğim.
Biz mola sırasında biraz daha sohbet edeceğiz.
Ameliyat sırasında öldü.
Onu uzun bir zaman boyunca yaptım.
O sadece gündüz çalışır.
Tom uzun süre Mary'yi bekledi.
- Bir süre burada kalır mısın?
- Lütfen bir süreliğine burada kalır mısın?
Tom üç saat Mary'yi bekledi.
O dinlenirken ben şarkı söyleyeceğim.
Yolculuk boyunca iyi vakit geçirdim.
Ayakkabılarımı bağlarken bunu tut.
Boş vakitlerimde şiir yazıyorum.
Ben bir saat onunla konuştum.
Nefesimi uzun süre tutabilirm.
Çay on dakika demlensin.
Boş zamanında ne yapmaktan zevk alırsın?
Ben on iki saat boyunca trendeydim.
40 yıl veya daha uzun bir süre.
ve fabrikayı inşa ederken
Standart test sürecinde bir gün,
bir süre hiçbir şey yapmadı,
yuvanın etrafında saatlerce
günlerce haftalarca yürüyorlar
Ben beş yıldır İngilizce öğrenmekteyim.
Bir haftadır hastanedeydim.
Peter senin yokluğunda geldi.
Bir hafta orada kalacağım.
O, uzun bir süre bana baktı.
Yıl boyunca çok yağmur var.
O uzun zamandır hastaydı.
O banyo yapıyorken o onu gizlice gözetledi.
- Beni birkaç dakikalığına dinleyecek misiniz?
- Beni birkaç dakikalığına dinleyecek misin?
Ben fırtına sırasında uyudum.
Günlerce yağmur yağdı.
Ben altı gün okulu kaçırdım.
Bir hafta boyunca yağmur yağdı.
Ben 5 saattir sizin için bekliyordum.
Ben bir süre için onun bakımını üstlendim.
O, bir an tereddüt etti.
Uyurken yüksek sesle horladı.
O, ders sırasında uyuyordu.
Bir konser sırasında konuşmak kabalıktır.
- Beş gün yağdı.
- Beş gün yağmur yağdı.
Bunun için yıllardır bekliyorum.
Her gün üç saat çalışırım.
Neredeyse bir saat denedim.
Tom bir an için sessizdi.
Tom okurken uykuya daldı.
Üç saat boyunca konuştuk.
On dakika onu beklemek zorunda kaldık.
Onu bir saat bekledim.
Üç gündür kabızlık yaşıyorum.
O gece bir yangın patlak verdi.
Dört gün kar yağdı.
Kış boyunca dışarı asla çıkmam.
Ben üç yıldır hapisteydim.
Ben üç yıldır evliydim.
Ben üç aydır evsizdim.
Otuz yıldır burada yaşıyorum.
Tatilde ne yaptın?
Şarkı söylerken yürüyorum.
Gerçekten uzun bir süre onu bekledim.