Examples of using "Tranquille" in a sentence and their turkish translations:
Kıpırdama!
- Sakin ol.
- Sessiz ol.
Onu yalnız bırakın.
Onu yalnız bırak.
Ben yalnız gideyim.
Kıpırdama.
Onları sessiz tut.
Ailemi yalnız bırak.
Beni şimdi yalnız bırak.
Onu yalnız bırakalım.
O sessizdir.
Onu yalnız bırakın.
Her şey sessiz.
Ben sessizim.
Beni yalnız bırakın.
Çok durgun kal.
Onu yalnız bırak.
Lütfen sessiz durun.
O sessiz bir kadın
O, sessiz kaldı.
Sakin olun.
Benim vicdanım temiz.
Oğlan sessiz kaldı.
Sen, kıpırdama!
Ailemi rahat bırak!
Sessiz olmayacağım.
Yerinizde olsam sessiz kalırdım.
Beni yalnız bırak! Senden nefret ediyorum!
Ona beni yalnız bırakmasını söyle.
Benim kameramı yalnız bırakın.
O, sakin bir adamdı.
Sakin kal.
"Beni yalnız bırak!" dedi.
Sakin ol.
Beni yalnız bırakmanı istiyorum.
Neden onu tek başına bırakmıyorsun?
ve insanlar beni yalnız bırakacaktı
Odada her şey sessizdi.
Lütfen beni yalnız bırak.
Sakin olun.
Tom sakin.
Sen sessizsin.
- Çok sessiz.
- O fazla sessizdir.
Ders esnasında sessiz ol.
Vicdanım temiz değil.
Sadece beni yalnız bırakamaz mısın?
Karanlık, sessiz bir alan arıyor.
O bir kitap okuyor. Onu yalnız bırakalım.
Sakin ol.
Beni yalnız bırak yoksa polis çağıracağım.
Geceleyin bu sokak çok sakindir.
Sakin ol.
Bana bunu yalnız bırakmam söylendi.
Onu yalnız bırakmanı söyledim.
Sana onu yalnız bırakmanı söylemiştim.
Onu yalnız başına bıraksan iyi olur.
Buradaki insanlar huzurlu bir hayat yaşar.
Ben konuşurken sessiz ol.
Lütfen sessiz otur.
Ben yalnız bırakılmam için emirler verdim.
Sadece Tom'un beni yalnız bırakmasını istiyorum.
Ailemi yalnız bırakmanı istiyorum.
Tom'u yalnız bırakacağım.
Rahatla.
Kız kardeşim ona beni yalnız bırakmasını söyledi.
Hayat dikensiz gül bahçesi değildir.
ama tabii son model bir fırın ve derin donduruculu,
Onun gitmesini ve kendisini huzur içinde bırakmasını istiyor.
Tom ve Mary sessiz bir yerleşim bölgesinde yaşıyorlar.
- Sakin olun.
- Kendini yorma.
Bir an için sakin olun.
Konuşabilmemiz için sakin bir yere gidelim.
Beni yalnız bırak ve ben seni yalnız bırakacağım.
Sakin ol artık!
Keşke biraz daha sessiz olabilsen.
Hayat her zaman parktaki bir yürüyüş değildir.
Onları yalnız bırakırsanız onlar sizi yalnız bırakacaklardır.
Kanazawa sakin bir şehirdir.
Ona beni yalnız bıraktıramadım.
Bütün sınıf sessizdi.
Biz bir süre onu yalnız bırakmaya karar verdik.
Havanın temiz olduğu sakin bir şehirde yaşamak istiyorum.
En yumuşak yastık temiz bir vicdandır.
Acele etme.
- İstediğini aldın. Şimdi beni yalnız bırak.
- İstediğini elde ettin. Şimdi beni yalnız bırak.
- İstediğini elde ettin. Şimdi beni rahat bırak.
Genç Martin Atlanta, Georgia'da oldukça sakin bir çocukluk geçirdi.
Yapacak işlerim var; o yüzden git ve beni yalnız bırak.
Ağzından yel alsın.
- Kıpırdama!
- Kımıldama!
- Hareketsiz kal!
Beni rahat bırak!
- Beni yalnız bırakabilir misin?
- Beni yalnız bırakır mısın?
Neden herkes böyle sessiz?
"Mary, acele et. Zaten geç kaldık." "Hazır değilim.Beni yalnız bırak!"
Bu sakin küçük şehirde otuz yıldan fazla bir süredir banka soygunu yaşanmadı.