Examples of using "Montée" in a sentence and their turkish translations:
- Ben bir adrenalin yükselmesi yaşıyorum.
- Ben bir adrenalin patlaması yaşıyorum.
ambulansa girmeyi kabul etti,
Ama ben iyi bir vatandaş olmama rağmen
Bu yukarıya tırmanmaktan çok daha tehlikeli olabiliyor
O taksiye bindi.
Deniz seviyesinin yükselmesi beklentisiyle gerçekleşen iklim nezihleştirmesi
Bahar yorgunluğu bir hastalık değildir.
- Asansörü üçüncü kata çıkardınız.
- Asansörle üçüncü kata çıktınız.
Yurt dışına gittim.
O bir deveye bindi.
Hayatımızın ilk dağında, kariyeri yakalamaya çalışırken
O trene biner binmez, o istasyondan yola çıktı.
Hindistan ve Pakistan arasında ki Keşmir gerginliği ateşleniyor.
Selehaddin'in yükselişi ise Nureddin'in zamanında başlar.
Soult'un çavuştan tümgeneralliğe yükselişi üç yıldan az sürdü.
. Eriyen kar ve yükselen su seviyeleri Dicle, Fırat ve Nil'de su seviyesini artıracaktır.
Görünüşe göre insan rüyaları her zaman uçmak veya yükselmekle ilişkilendirilmiştir
iktidar rejiminin genel politikasındaki geniş
Bu otobüse nerede bindin?
Hiç ata bindin mi?
Hiç katır sürdün mü?