Examples of using "Qu'en" in a sentence and their turkish translations:
- Ne düşünüyorsunuz?
- Sence?
- Ne dersin?
Onu nasıl buluyorsun?
- Onun hakkında ne düşünüyorsun?
- O konuda ne düşünüyorsun?
Onun hakkında ne denilebilir?
norm olduğu bir çağda yaşıyoruz.
Ne düşünüyorsunuz?
Peki, ne yapacağız?
Onu nasıl buluyorsun?
Bununla ilgili ne düşünüyorsun?
Bu konuda ne biliyorsun?
Fikirle ilgili hislerin nedir?
Tom ne söyleyecek?
- Onun hakkında ne düşünüyorsun?
- Onun hakkında ne düşünüyorsunuz?
- Bu konuda ne düşünüyorsun?
- Bunun hakkında ne düşünüyorsunuz?
- O konuda ne düşünüyorsun?
Tamam, ne diyorsunuz?
O bunun hakkında ne düşünüyor?
Bu gerçekten ne hakkında?
Şimdi anlaşma nedir?
Şimdi o konuda ne düşünüyorsun?
Onun hakkında ne düşünüyorsun?
Peki kararınız ne olacak? Tamam.
Ne düşünüyorsunuz? Bu sizin seçiminiz.
Ne düşünüyorsunuz? Seçim sizin.
Ne diyorsunuz? Yetki sizde.
Çünkü su içerken
birebir görüşmeden ziyade
peki, bilim ne diyor bu konuda?
e geriye kalanlar ne oluyor?
Ya biz?
Onunla ne yaptı?
Yarına ne dersiniz?
Sadece Hindistan ve Asya'da,
Peki erkeklerden ne haber?
Bu yukarıya tırmanmaktan çok daha tehlikeli olabiliyor
Eşin nasıl?
Yalnızca İngilizce konuşmalısın.
Burada hava Fransa'yla aynıdır.
Bu popüler Alman şarkıcı sadece İngilizce şarkı söyler.
"Ne düşünüyorsun?" "Çok iyi, bu tam benlik."
- Onun hakkında ne düşünüyorsun?
- Onun hakkında ne düşünüyorsunuz?
Bilirsiniz, ilk bakışta mantıklı gelse de
Ne düşünüyorsunuz? İkisi de çok zor.
Şimdileri ara sıra 9-9-6 olsa da
Otobüs yerine trenle gidelim.
Bu şeyler sadece İsveç'te olur.
Uçakla gitmektense trenle gitmeyi tercih eder.
Tom kızgından daha sinirli görünüyor.
O sınıfta sadece Fince konuşur.
Bilmiyorum. Sen ne düşünüyorsun?
aslında bunun biraz duyarsızca olduğunu düşünüyorum.
Ümit ettiğimiz şey, size bu metodu göstererek
Ne düşünüyorsunuz? Çamur mu, dal mı? Karar sizin.
Ne düşünüyorsunuz? Zincire mi tırmanalım?
Ne düşünüyorsunuz? Kasabaya mı gidelim,
Bir de dünyayı genel olarak ele alalım.
Burası kanyonun üst kısmından çok daha yeşil.
Ve peki ya "hayır" dersem?
Ben kırsal alanda yaşamayı şehirde yaşamaya tercih ederim.
Şansından daha çok gücüne inan.
dışarıya çıkmaktan vazgeçerek,
Onun hakkında ne düşünüyorsunuz?
Fiyatlar burada Avustralya'dan daha yüksektir.
Peki ya sen?
Koalalar sadece Avustralya'da görülebilir.
Bizim müzelerimizi gördünüz mü? Onlar hakkında ne düşünüyorsun?
ve siz de İngilizce konuşuyorsunuz, çok daha kolay olduğu için,
Drawdown projesi tarımda eşitliğin sağlanmasının günümüzden 2050'ye kadar
Peki ya ortaokula gidebilen çok az şanslı genç?
İşin aldatıcı tarafı şu ki, Şu anda ABD'de
Doğrusu da bu zaten. Fakat ya gerçekler?
O, son çare olarak ilaca güvendi.
Yazın günler kışa göre daha uzun olur.
Biz sadece kendilerine inananlara inanırız.
Şu andan itibaren sadece Türkçe cümleler ekleyeceğim.
Sonucu ne olursa olsun bunu yapmak istiyordu.
Hava burada Alaska'da olduğu kadar soğuk değil.
Tekneyle bir yolculuk arabayla yolculuktan daha uzun sürer.
Yalnız seyahat etmek bir grupla gitmekten daha ilginçtir.
Kölelik, Abd'de 1865 yılına kadar kaldırılmadı.
Bu tür bitki sadece tropik bölgelerde yetişir.
Burada kitaplar sadece Almancadır.
Peki, ne yapacağız? Spekülatif mi iz süreceğiz yoksa sistematik mi?
Onu buradan çıkartmanın bir yolunu bulmalıyım. Tamam, ne düşünüyorsunuz?