Examples of using "Fréquemment" in a sentence and their turkish translations:
Ben sık sık soğuk algınlığına yakalanırım.
Sık sık seyahat ederim.
Biz sık sık konuşuruz.
Onu sık sık görürüm.
- Kulağınız sık sık ağrıyor mu?
- Sık kulak ağrısı yaşıyor musunuz?
Tembel adam, görevlerini sık sık ihmal ediyor.
Sık sık seyahat ederim.
Onun daha sık yazmasını isterim.
Geçen yıl, sık sık kar yağışı vardı.
Trenler otobüslerden daha sık gelirler.
Sık sık mutlu çocukluğumu hatırlıyorum.
Zalim hükümetler sık sık siyasi rakiplerini hapsederler.
- Depremler sık sık Japonya'yı vurur.
- Depremler sıklıkla Japonya'yı vurur.
O yurt dışındayken, sık sık Skype kullandı.
Acımasız hükümetler sık sık siyasi muhaliflerini cezaevine sokarlar.
- Japonya'da sık sık depremler vardır.
- Japonya'da sık sık deprem olur.
İnkalar, Avrupalılardan daha sık banyo oldular.
O, ülke dışında olduğu için sık sık Skype kullandı.
Ruh hâlinizin kısa aralıklarla sık sık değiştiğini gözlemliyor musunuz?
Sonuç şu; ABD çoğu kez mültecileri sınır dışı edip
Bizim genç, "Frenler düzenli ayarlama gerektirir." der
Oraya sık sık gider misin?
Yasal belgelerde, zor kelime ve ifadeler sık sık kullanılır.
Bu çoğunlukla tatilde olur.
Daha sık idrara çıkma ihtiyacı hissediyor musunuz?
O sık sık diş ağrısı çekti.
Bu çok olur.
Kuşatma sırasında, hayvanat bahçesi hayvanları düzenli olarak restoran menülerine düştüler.
Soult'un Napolyon ile ilişkisi mükemmeldi ve İmparator sık sık tavsiye almak
Sık Sorulan Soruları okudunuz mu?