Examples of using "Conscience" in a sentence and their turkish translations:
- Onun farkında mısın?
- Onu fark ediyor musun?
Neredeyse ormanın zihni gibi.
Gözüm karardı.
- Tom kendine geliyor.
- Tom ayılıyor.
- Vicdan azabı çekiyorum.
- Vicdanım rahat etmiyor.
Onun hiç vicdanı yok.
Benim vicdanım temiz.
Ne olduğunu fark ettim.
Sadece bilinçli olarak farkında değilsiniz.
Ben onun farkında değildim.
Onun hiçbir dini düşüncesi yok.
Yardıma ihtiyacım olduğunu fark ettim.
Bir suçlu vicdanın var mı?
O bilincini tekrar kazandı ve konuşabildi.
Siyasi farkındalık edinmek zaman alır.
Hazır olmadığımı fark ettim.
Kazanamıyacağımın farkına vardım.
Kuvvetli bir kişilik anlayışı,
Bir şeyin eksik olduğunun bilincindeydim.
O henüz kendine gelmedi.
O, hastanede bilincine tekrar kavuştu.
Bir vazife şuuru hissediyorum.
İzlenildiğimin farkındaydım.
Benim vicdan azabım yok.
Vicdanım temiz değil.
Senin ciddi olduğunu fark etmedim.
Bunu anlamana memnunum.
Bu fotoğrafı yaratmak bilincimi açtı.
birazcık bile vicdanı olan insanların
Birinin beni izliyor olduğunun farkında değildim.
Bilinç birinin izlediği bilgidir.
Bilinci henüz açılmadı.
Onlar hiçbir ahlaki inancı olmayan insanlardır.
Uyuşturucu etkisi altında bilincini kaybetti.
Vicdanımız dışında her şeyden kaçabiliriz.
Siyasi farkındalık edinmek zaman alır.
Suçunun büyüklüğünü anladı.
Senin Kanadalı olduğunu fark etmedim.
Birdenbire ne olduğunu fark ettim.
Dehşete düştü kibrim veya vicdanım."
Bu harika bir uyanış zamanı.
Buna inanmanın zor olduğunu farkındayım.
Muhtemelen çok geç olduğunun farkındayım.
Sadece bir şey fark ettim.
Bana bakan adamın farkında değildim.
Vicdan olmadan bilim yalnızca ruhun mahvolmasıdır.
Fransızca konuştuğunu fark etmedim.
- Seni bu kadar özleyeceğimin hiç farkına varmamıştım.
- Seni bu kadar özleyeceğimi hiç tahmin etmemiştim.
ve burnunuzun ucundan
Aslında, manipüle edilebilir olduğumuzu
Bu tamamen başka bir farkındalık düzeyindeydi.
Eksikliklerimizin farkında olmalıyız.
Hatalarını henüz fark etmedi.
Sen bildiğinden daha akıllısın.
Tom'un bilinci yerine geldi.
Çok sonrasına kadar bunu fark etmedim.
Tom Mary'yi kendinden geçene kadar dövdü.
Sana yardım edemeyeceğimi anlamalısın.
Daha derinlerde, bir şey bilinçaltınıza işlemiş,
Bir bebeğin iyi ve kötü hakkında bilgisi yoktur.
Kuyudaki bir kurbağa okyanusu bilmez.
Ne kadar çok öğrenirsek, ne kadar az bildiğimizi o kadar çok fark ederiz.
- Ne yaptığının farkında mısın?
- Yaptığın şeyin farkında mısın?
Farkındalığınız, çözüme giden ilk adım.
çünkü çoğu kadın bu bağlantının farkında değil,
Yeni kimyalar yaratılır, insanların farkındalığı artar
Bu yüzden durumun ciddiyetinin artık farkına varmak gerekiyor
En yumuşak yastık temiz bir vicdandır.
Biz onu fark ederiz.
Mutluluk sadece iyi bir sağlık ve kötü bir vicdandır.
Çünkü değişimin ilk adımı bilinçliliktir.
bu şimdi yapay zekânın ne olduğu,
sosyal olarak hoşa giden yollar bulmamız gerekiyor.
bu görsele sizin de aşina olduğunuzun farkına varmanızı sağlayacak
Onu yapar yapmaz onun bir hata olduğunu fark ettim.
Değerimizin ve bilincimizin önemsizliği.
ve kitabın içinde tam da bu noktada olduğumu fark ettim,
İnsanlar, bunun farkında olsun veya olmasın, sürekli mutluluk ararlar.
Birçok yazar Türkçenin zenginliğinin farkında bile değil.
- Belgesel, yoksulların durumu hakkında bilinçlendirmek demektir.
- Belgesel, yoksulların durumuyla ilgili bilinci arttırmayı amaçlıyor.
Uyanık olduğunu fark etmedim.
İyi haber, bu faktörü kolaylıkla fark edeceğiz ve bu da bize
Bunu sadece o zaman fark ettim.
En sonunda hatasını anladı.
Sağlığınızı kaybedinceye kadar onun değerinin farkına varmazsınız.
Tütün dumanı ve akciğer kanseri arasındaki bağlantının farkında mısınız?
Ben o sorun ile ilgili daha fazla zaman harcamak istemediğimi fark ettim.
- Bu projeye kattığın çabanın farkındayım ve bunu gerçekten takdir ediyorum.
- Bu proje için sarf ettiğin çabanın farkındayım ve bunu takdir ediyorum.
İngilizce benim ana dilim değil ve hâlâ öğrenmem gereken birçok şey olduğunun farkındayım.
455 kadından bir kadın gebeliğinin yirminci haftasına kadar hamile olduğunu fark etmez.
Birçok koşucu sıcakta bayıldı.
Ölüm iki şeyden biridir.O ya ölümlülüktür, ve ölüler herhangi bir şeyin bilincinde değildir; ya da bize söylenildiği gibi, gerçekten bir değişikliktir: ruhun bu yerden ötekine göç etmesidir.
- Bütün insanlar hür, haysiyet ve haklar bakımından eşit doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler ve birbirlerine karşı kardeşlik zihniyeti ile hareket etmelidirler.
- Bütün insanlar hür, haysiyet ve haklar bakımından eşit doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler ve kardeşlik ruhu içinde birbirlerine karşı hareket etmelidirler.