Examples of using "Dépourvu" in a sentence and their turkish translations:
Hiçbir rakibim yok.
Beni gafil avladın.
O beni gafil avladı.
O beni gafil avladı.
Köyün elektriği yok.
Evren merkezden yoksundur.
O yaratıcılıktan yoksundur.
Vikingleri hazırlıksız yakaladı .... Stamford Bridge'de.
O sağduyudan yoksundur.
Onun ayırt edici özellikleri yoktu.
Onun hepsi çok anlamsız.
İnsani duygulardan yoksundur.
- Tom hazırlıksız yakalandı.
- Tom gafil avlandı.
- Tom hazırlıksız yakalanmıştı.
Ben isteksizim.
Bir kılıcım yok.
Ben tüm fikirlerin dışındayım.
Benim ruhum yok.
Onun hiç vicdanı yok.
Beyinsiz olduğumu mu söylüyorsun?
O mizah yoksunu.
Benim önyargım yok.
Sen güçsüzsün.
Onun hataları yok.
Param yoktu.
Sen isteksizsin.
Onun sağ duyusu yok.
Şimdiye kadar, eyleminiz tamamen sebepsiz görünmektedir.
Hiç deneyimim yok.
Özel bir yeteneğim yok.
Benim hiçbir mazeretim yok.
Sende hiç terbiye yok.
Bir ailem yok.
- Dinsizim.
- Benim hiçbir dinim yok.
Benim hiç yiyeceğim yok.
Ben yeteneksizim.
Espri duygusu yok gibi görünüyor.
Sigortam yok.
Beynimin olmadığını mı söylemek istiyorsun?
Sizin vicdanınız yok.
Bunlardan birine sahip olmayan biri var mı?
Tom'un cevabı herkesi şaşırttı.
Benim hatalarım yok.
Latince tamamen bilmediğim bir dil değil ama bu dili konuşma yeteneğinden tamamen yoksunum.