Examples of using "Co2" in a sentence and their turkish translations:
sözümona yapay ağaçlar yapabiliriz.
Bu şey aslında karbon dioksit üretiyor.
Hızlı ayrıştırılamadığı için de
ve bu da orman tahribine dayalı salınımlara neden oluyor.
belli bir fikir üzerinde bağımsız olarak çalışıyorum.
üçte birini atmosfere dengeleyebilir.
Emisyonları çok hızlı bir şekilde kesmemiz
kullandıkları fotosentez işlemi yoluyla
Örneğin, atmosferdeki CO2 yoğunluğunu,
potansiyel olarak tüm karbondioksit emisyonlarının yüzde 60'ını kesebiliriz.
şu anda bizlerin atmosfere salınımını yaptığımız
hızlı bir şekilde emisyonları kesmemiz gerek.
ve kullanıldığı takdirde havadan karbondioksiti temizler.
Yani süreç karbon negatif.
küresel toprak karbon rezervlerinin üçte birini depolar.
karbon bankası olarak hizmet sunma yeteneğine saygı
bunun sebebi atmosfere salınımına devam ettiğimiz karbonun yarısı,