Examples of using "Brian" in a sentence and their turkish translations:
Bu Brian Rock.
Brian hüzünlü görünüyor.
Brian kapıyı açık bıraktı.
Araba Brian'in.
Brian Kate'in ellerini tutuyor.
Brian bu gezi için İngilizce çalıştı.
Ne yazık ki, Brian kötü hava ile karşılaştı.
Brian Kate için bir ruj satın aldı.
Bir kart yazmak Brian'ın birkaç saatini aldı.