Translation of "Kate" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Kate" in a sentence and their turkish translations:

- Assieds-toi, Kate.
- Assois-toi, Kate.

Otur, Kate.

Kate élève un chien.

Kate bir köpek besliyor.

Kate habille sa poupée.

Kate oyuncak bebeğini giydiriyor.

Cookie sauta sur Kate.

Cookie Kate'nin üzerinden atladı.

Jean et Kate sont jumeaux.

- Jean ve Kate ikizler.
- Jean and Kate ikizler.

Marie et Kate sont inséparables.

Mary ve Kate çok samimi.

Kate fait l'admiration de tous.

- Kate'e herkes tarafından saygı duyuluyor.
- Kate'e herkes saygı gösterir.
- Kate'e herkesçe saygı gösterilir.

Tom a accompagné Kate chez elle.

Tom yürüyerek Kate'in evine gitti.

Kate sait comment faire un gâteau.

Kate nasıl pasta yapacağını bilir.

Kate était allongée les yeux ouverts.

Kate, gözleri açık yatıyordu.

Kate n'est pas aussi grande qu'Anne.

- Kate Anne kadar uzun değil.
- Kate Anne kadar uzun değildir.

Brian tient la main de Kate.

Brian Kate'in ellerini tutuyor.

Cookie a été élevé par Kate.

Bebek Kate tarafından yetiştirildi.

Un joli garçon a parlé à Kate.

Güzel bir çocuk Kate'le konuştu.

Kate a fait une tarte aux pommes.

Kate bir elmalı turta yaptı.

Kate ne célèbre presque jamais son anniversaire.

Kate neredeyse doğum gününü hiç kutlamaz.

Il ne laisse pas Kate boire du vin.

O, Kate'in şarap içmesine izin vermez.

Kate a été forcée de lire le livre.

Kate kitabı okuması için zorlandı.

Kate reste à Izu durant le week-end.

Kate hafta sonu boyunca Izu'da kalır.

Kate a reçu de l'argent de son père.

Kate babasından biraz para aldı.

Kate veut finir ses devoirs à 10 heures.

Kate ona kadar ödevini bitirmek istiyor.

La fille lisant le livre de cuisine est Kate.

Bir yemek kitabı okuyan kız Kate'tir.

J'ai rencontré Bob et Marie tandis que j'attendais Kate.

Kate'i beklerken Bob ve Mary ile karşılaştım.

Brian a acheté un rouge à lèvres pour Kate.

Brian Kate için bir ruj satın aldı.

Kate essaye de marcher sur la pointe des pieds.

Kate parmak ucunda yürümeyi deniyor.

Alors que j'attendais Kate, j'ai vu Bob et Mary.

Kate'i beklerken, Bob ve Mary'yi gördüm.

Je pense que Kate est aussi une personne intelligente.

Kate'in de zeki bir insan olduğunu düşünüyorum.

Du point de vue de Kate, il travaille trop.

O, Kate'in bakış açısına göre çok çalışıyor.

Marie était la meilleure amie de Kate, au lycée.

Mary, lisede Kate'in en yakın arkadaşıydı.

Kate doit être malade, il faut dire qu'elle semble pâle.

Kate hasta olmalı, çünkü solgun görünüyor.

Une fille du nom de Kate est passée pour te voir.

Kate adında bir kız seni görmeye geldi.

Kate a eu l'occasion de jouer un rôle important dans un film.

Kate'e bir filmde önemli bir rol oynama fırsatı verildi.

Kate jeta un coup d’œil à Chris puis l'ignora, ce qui le rendit malheureux.

Kate Chris'e baktı ve sonra onu görmezden geldi, bu onu perişan etti.