Examples of using "Malheureusement" in a sentence and their turkish translations:
Ne yazık ki
Ne yazık ki, o doğru.
Ne yazık ki doğru.
Ne yazık ki hayır.
düzen? malesef...
- Bu ne yazık ki doğrudur.
- Maalesef doğru.
Ne yazık ki dün yağmur yağdı.
Ne yazık ki okul sistemlerimiz...
yine insan malesef
fakat yaşamsal olarak malesef değil
Maalesef bilgi doğru.
Maalesef bugün yağmur yağıyor.
Maalesef, Nancy haklıydı.
Hayır, ne yazık ki; aksine.
Ne yazık ki, o olmayacak.
Ne yazık ki o gelmeyi reddetti.
Ne yazık ki ambulans çok geç geldi.
Ne yazık ki, hiç kimse bize söylemedi.
Maalesef,şu anda çok meşgulüm.
Ne yazık ki, hiç tecrübem yoktu.
Maalesef 1980'lerden itibaren
Ne yazık ki yine haklılar.
herhangi bir bilgiye sahip değiliz malesef
Ne yazık ki, mağaza kapalıydı.
- Maalesef, söylenti gerçektir.
- Ne yazık ki, o söylenti doğru.
Ne yazık ki o yurt dışında yaşıyor.
Ne yazık ki, o gelmedi.
Ne yazık ki, bütün eğlenceyi kaçırdım.
Sizi hayal kırıklığına uğrattığım için üzgün olmalıyım.
Ne yazık ki geçmek zorunda kalacağız.
Maalesef, rapor doğru.
Ne yazık ki başka sözüm vardı.
Maalesef bu mümkün değil.
Ne yazık ki birçok Japon öldü.
Ne yazık ki, Tom orada değildi.
Maalesef kaza, bu değerli ilaçları mahvetmiş.
Maalesef, durum böyle değil.
Ne yazık ki, etrafta kimse yoktu.
Maalesef, rapor doğrudur.
Ne yazık ki şair genç yaşında öldü.
Ne yazık ki şimdi çok meşgulüm.
Ne yazık ki bu çorba ılık değil.
Maalesef bu cümle tamamen anlaşılmaz.
Ne yazık ki cevap basit değil.
Ama ne yazık ki, bu çok yakında olmayacak.
Ne yazık ki, bu mümkün olmadı.
Ne yazık ki durum bu değildi.
Ne yazık ki, o kadar basit değil.
Ne yazık ki şair genç öldü.
Ne yazık ki bugün vaktim yok.
Maalesef babam evde değil.
Genel olarak düşündüğümüzde ise böyle bir şey maalesef ama maalesef yok
Ne yazık ki davetinizi kabul edemem.
Ne yazık ki tıpkı tehlikeli bir uyku ilacı gibi,
ne yazık ki mülteci kampları, Mumbai'nin kenar mahalleleri,
biz ise malesef bir film yapmıyoruz
Ne yazık ki, Brian kötü hava ile karşılaştı.
Yarın maalesef sana yardım edemeyeceğiz.
Ne yazık ki, onlar benim uyarılarımı dinlemedi.
Maalesef, bu ev zaten satıldı.
Maalesef, Tom bize yardım etmeyi reddetti.
Ne yazık ki ormanlar bu alanı sağlamak için yok ediliyor
Ne yazık ki anne foklar tarafından bu ekstra mesafeye
bizim anlattığımız dini de birileri bozuyor malesef
şimdiki çocuklar malesef daha şanssız
hiçbir şeyi ama neredeyse hiçbir şeyi kayıt etmemişiz malesef
Günümüzde dahi hala görememekteler maalesef
Maalesef, o, kazada bacağını kırdı.
Onun geçmişiyle maalesef büyük problemlerim var.
Ne yazık ki fazla boş vaktim olmayacak.
Ne yazık ki üzerimde o kadar çok param yok.
Maalesef, hiç Türkçe kelime bilmiyorum.
Maalesef, ben çok iyi bir dansçı değilim.
Yer farklı ama maalesef hikâye aynı eski hikâyeydi.
Hepsine burada yer veremiyoruz maalesef
Virüs dolaşmıyor insanlar dolaşıyor maalesef
Ne yazık ki, Tom kediyi torbadan dışarı çıkarttı.
Ne yazık ki, ben çok iyi bir dansçı değilim.
Maalesef kitap izlemekten çok televizyon izliyoruz.
Ne yazık ki, karım ve sevgilim birlikte çok iyi geçinmezler.
Ama bu dediğiniz şeylerle maalesef alakası
Ve bu iki dahinin ortak yaptığı çalışma malesef yok
Maalesef her sabah erken kalkmak zorundayım.
Bu iddiaları destekleyici delillere maalesef ulaşamıyoruz
Fakat sizler de maalesef benim de düz dünyayı savunduğumu düşündünüz
Sana inanıyorum ama ne yazık ki Tom inanmıyor.
- Maalesef kameramın pilini bulamıyorum.
- Ne yazık ki kameramın bataryasını bulamıyorum.
Ne yazık ki çok yardımım olacağını sanmıyorum.
- Maalesef yarın gelemem; bir buluşmam var.
- Maalesef yarın gelemem; bir toplantım var.
Annem çok iyi bir aşçıydı, ne yazık ki karım öyle değil!
artık karınlarını doyurabilmek için malesef şehir merkezlerine gelmek zorunda kalıyorlar