Examples of using "Spectrum" in a sentence and their turkish translations:
günlük hayattaki olağanüstü şeyleri görebilmeleri
Geniş bir açıdan baktığınızda
siyasi yelpazede hangi noktada olduğumuzla alakalı.
Bu hikâye de politik spektrumu yansıttı.
politik spektrum boyunca insanların aklına yer edecek.
Fakat morötesi spektrumu görebilen böcekler için...
O, siyasi yelpazenin sol tarafına yönelir.
Bunlar, insan ve maymunların görebildiği aralığın ötesindeki dalga boylarıdır.
Bir gökkuşağında spektrum renklerini görebilirsiniz.
Fransız ve Japon filmleri apayrı dünyalara ait gibi görünüyor.
Kısa tarafta olmanın nasıl olduğunu gör bakalım."
İnsan gözü görülebilir aralık dediğimiz çok dar ışık aralığı hariç neredeyse tüm elektromanyetik spektrum için kördür,
Tanrının bu dünyayı nasıl yarattığını bilmek istiyorum. Bu veya şu elementin spektrumuyla, bu veya şu fenomenle ilgilendiğim yok. Onun düşündüklerini bilmek istiyorum, gerisi detay.