Examples of using "Simply" in a sentence and their turkish translations:
içeriden gelen bu huzurun
Sadece "günlük hayatımda
O sadece yanlış.
O basitçe doğru değildir.
Sen sadece yorgundun.
Bu sadece güzel değil mi?
Ben basitçe ileriyi planlıyorum.
- Bu sadece yüz kızartıcı.
- Bildiğin utanç verici.
Tom sadece ilgili değildi.
Tom sadece istifa edebilir.
Bu çok abes.
Sadece bilmiyorum.
Sen sadece anlamıyorsun.
Bu tek kelimeyle şaşırtıcı.
Ben sadece onu davet ettim.
Ben sadece anlamıyorum.
Ben sadece okumayı çılgıncasına seviyorum.
Tarih sadece tarihtir.
Tom sadece harap edilmişti.
Tom sadece korkunçtu.
Sadece istifa edebilirim.
Bu kesinlikle doğru değil.
Sami; kısaca deli.
Basit yaşamalıyız, böylece diğerleri de basit yaşayabilir.
Bu sadece doğru değil.
Bu duygular yalnızca tatsız ve rahatsız edicidir.
Bu argümanı net bir şekilde reddediyorum.
hayal kırıklığına uğradığım
bana her şeyi veren kişi.
Sadece bunu anlamıyorum.
Bess sadece bir çocuk.
Bu sadece gerçek değil.
Ben sadece bir gerçeği ifade ediyorum.
Ben sadece bilmek zorundayım.
Ona mutlaka sahip olmalıyım.
Ben sadece gerçekleri ifade ediyorum.
Ben sadece işimi yapıyorum.
Sadece senin sevgine ihtiyacım var.
Ben sadece Tom'a güvenmiyorum.
Ben sadece Tom'u sevmiyorum.
Ben sadece vazgeçemem.
Bugün sadece çok soğuk.
Onlara basbayağı bir günah keçisi lazım.
Tom sadece ayak uyduramadı.
O her zaman çok sade şekilde giyinir.
Ben sadece bunu anlamıyorum.
Brezilya müziği sadece büyülü.
Sen sadece beni anlamıyorsun.
Onlar sadece umudunu kaybetti.
Tom sadece doğruyu söyledi.
Ben sadece seni sevmiyorum.
Basitçe yeterli zaman yok.
Sadece Tom'a güvenilemez.
Sadece yeterli para yok.
O yemek sadece kutsaldı.
Bizim sadece seçeneğimiz yok.
O sadece mümkün değil.
O benim için daha kolay.
Sadece onun sözlerini tekrar ettim.
İsteği sadece beni şaşırttı.
Sadece neden ve sonuçtur.
Sadece buna inanmıyoruz.
Basitçe kontrolden çıktı.
Önerdiğin şey çok saçma.
Bize bağırıldığı veya bir şekilde engellendiğimiz her seferde
ve bu sadece basit bir gülümsemeydi
sadece iyi hissettiriyordu.
Onların uzay aracı olduğunu çıkaramıyoruz.
Biz yalnızca gitmeni istiyoruz.
O sadece yanlış.
Bu sadece güzel.
Sadece vaktim yok.
Yalnızca Jean'i aramak zorundasın.
Onların sadece bir şamar oğlanına ihtiyacı var.
Ona az önce mesaj gönderdim.
Daha basit bir şekilde izah edebilir misiniz?
Basitçe şu örneğe bakalım.
Tom sadece işini yapıyordu.
Sadece onun olmasına izin veremeyiz.
Tom sadece onu görmezden gelemez.
Ben sadece onu sevmiyorum.
Tom bunun sadece bir eşek şakası olduğunu söyledi.
hem de sağlıklı olduğunuz zaman
Bunun üzerinde çalışmalıyız.
sadece ne istediğini söylediğini gösterir,
bir türün hayatta kalma çabaları
çünkü sadece internete bağlanarak
Bu duygu bir kutucuğu onaylamakla başlar.
Dubai açıkçası, izlemek için iyi bir model.
Tom onu sadece para için yaptı.
Üzgünüm ama bu, açıkçası olanaksızdır.
Ben sadece ne diyeceğimi bilmiyorum.
Bütün problemleri kolaylıkla çözdü.
Aşk basit bir hormonal dengesizliktir.
Norveç Reggae'si çok harika. Sadece mükemmel.
Biz sadece Tom hakkında hiçbir şey bilmiyoruz.
Onu sadece meraktan yaptı.