Examples of using "Political" in a sentence and their turkish translations:
hükümet.
ileten kişi oldu.
paylaşmasak bile birlikte yaşayabiliriz.
politik fay hatlarını geçebilmeli.
daha sonrasında ise bir siyasi partinin
siyasi af kapsamında Fransa'ya döndü
... politik bir kriz değil
Siyasi sığınma istiyorum.
Siyasi sığınma talep ediyorum.
Siyasi sığınma talep ettim.
Siyasi sığınmaya ihtiyacım var.
Birçok insan siyasi deneyimden yoksundu.
O biraz politik.
Siyasi farkındalık edinmek zaman alır.
O politik doğruluktan korkmuyor.
Bu tartışma çok siyasi oluyor.
ya da siyasi bir toplantıya katılmak,
politik etkinlikleri daha üstün.
Siyasi bir gösteri gördüm.
ve iyi bir siyasi azimle
Politik durum değişti.
Onun politika tutkusu yok.
- Tom'un siyasi bir ajandası var.
- Tom'un siyasi bir gündemi var.
Onun siyasi kariyeri sona erdi.
Onun politik kariyeri sona erdi.
Onun siyasi bakış açısını onaylıyorum.
- Tom bir siyasi partiye katıldı.
- Tom bir siyasi partiye girdi.
Tatoeba'nın daha çok politik cümleye ihtiyacı var.
Bir politik devrime ihtiyacımız var.
Ben onların siyasi konumunu paylaşıyorum.
Onun çok sayıda siyasi düşmanları vardı.
Tom siyaset bilimi okudu.
- Tom'un politik hırsı yok.
- Tom'un hiçbir siyasi hırsı yok.
Tom'un politika ile ilgili hiçbir deneyimi yok.
Tom bir siyaset bilimcidir.
O bir siyasi deha.
O bir siyasi meczup.
Acımasız hükümetler sık sık siyasi muhaliflerini cezaevine sokarlar.
politik bir eşitsizlik ekonomik eşitsizliği takip ediyor;
beklenmeyen teknolojik, siyasi ve ekonomik değişimde
"Siyasi tutuklular" diyebileceğin bizler
Siyasi meseleler tamamen bağımsız olmalı.
Siyaset bilimi mezunuyum
dünyaya faydalı olacaktır.
İtalya'nın siyasi tarihi...
Yeni bir siyasi parti kurdular.
Tom'un siyasi bir gündemi yoktur.
Siyasete girmek istemiyorum.
Büyüyen turplar dahil her şey politiktir.
Bu şirket bir siyasi kukla.
O siyasi fikirler Hindistan'da ortaya çıktı.
O bütün politik gücünü kaybetti.
Lincoln eski siyasi rakibini karşıladı.
Politik doğruluktan korkmuyorum.
Biz politik doğruluktan korkmuyoruz.
Onlar politik doğruluktan korkmuyor.
Lincoln eski siyasi rakibini karşıladı.
Sizin siyasi partiniz tamamen bozulmuş.
Mevcut siyasi durum çok istikrarlı değil.
Onun politik dünyada bir sürü düşmanı var.
Görüyorsunuz, sosyal ve siyasi meseleler
ve ülkemizin geleceğini
Tabii ki siyasi muhalifler bana güldüler.
ahlaki, politik ve ideolojik konulardan daha kolay.
Amerika'da siyaset bilimcileri, otoriteler, anket şirketleri
Politik konular hakkında tartışmayı seviyorlardı.
Zalim hükümetler sık sık siyasi rakiplerini hapsederler.
Politik çevrelerde para çok önemlidir.
Atalarım siyasi sığınma bulmayı ümit etmişlerdi.
Onlar siyasi sığınma aldıktan sonra vatandaş oldu.
Tom'un ve benim farklı siyasi görüşlerimiz var.
Grant etkili bir siyasi lider değildi.
Politik doğruluğa şiddetle karşıyım.
Politik doğruluğu destekliyor musun yoksa karşı mısın?
O şiddetle politik doğruluğa karşı oluyor.
Biz şiddetle politik doğruluğa karşı çıkıyoruz.
Onlar şiddetle politik doğruluğa karşı çıkıyorlar.
O şiddetle politik doğruluğa karşı çıkıyor.
Siyaset bilimi hakkında hiçbir şey bilmiyorum.
Cezayir'in politik talk-showlarını asla izlemiyorum.
Cezayir'in Venezuela'yla politik ilişkileri iyi.
Tom, Almanya'ya siyasi sığınma başvurusunda bulundu.
Onlar yeni bir siyasi parti kurmaya çalışıyorlar.
Sosyal, politik ve ekonomik sistemlerimiz
Bu, politik gerçekçiler için çok şaşırtıcı bir durum olmasa da
böylece kendi politik seçimlerimizi sadeleştirebiliriz
Diğerleri, siyasi tutuklulardan çok şey öğrendiler.
işkence edip onları ortadan kaldırmak için birlikte çalıştığı bir plandı bu.
CQ: Çift partili arkadaşlığımızı
Ancak, Hindistan politik olarak hep bir yabancı olmuştur.
Elbette, Cibuti'de halen siyasi muhalefet bulunmakta.
Elçilik, yabancı mültecilere siyasi sığınmayı reddetti.
Siyasi sistemimiz feodal gelenekler tarafından şekillendirilmişti.
Diktatörün devrilmesi siyasi manzarayı altüst edecek.
Televizyondaki tüm siyasi tartışmaları takip ederim.
Maduro'nun politik tutkusu Aralık 2015'te kendini belli etti
Siyasi çevrelerde para çok önemlidir.
Politik dünyada pek çok düşmanı var.