Translation of "Will" in Turkish

0.014 sec.

Examples of using "Will" in a sentence and their turkish translations:

Will, will Will will Will Will’s will?

Will, Will vasiyetinde mirasını Will'e bırakacak mı?

Whatever will be, will be.

Oluruna bırak.

What will happen will happen.

Ne olacaksa olacak.

- Will she come?
- Will he come?

O gelecek mi?

- Everybody will die.
- Everyone will die.

Herkes ölecek.

- Tom will like this.
- Tom will enjoy this.
- Tom will like that.
- Tom will enjoy it.

Tom bundan hoşlanacak.

I will.

Onu yapacağım.

What will atheists say? will not believe

Ateistler buna ne diyecek? İnanmıyacak

- No one will know.
- Nobody will know.

- Hiç kimse bilmeyecek.
- Kimse bilmeyecek.

- No one will come.
- Nobody will come.

- Kimse gelmeyecek.
- Hiç kimse gelmeyecek.

- Tom will certainly try.
- Tom will try.

Tom kesinlikle deneyecek.

You will not do it, will you?

Onu yapmayacaksın, değil mi?

We will do nothing against your will.

Senin vasiyetine karşı bir şey yapmayacağız.

Will Tom stay or will he leave?

Tom kalacak mı yoksa gidecek mi?

- Will he get well?
- Will he recover?

O iyileşecek mi?

- No one will interfere.
- Nobody will interfere.

Hiç kimse karışmayacak.

You will go. You will return. Never in war will you perish.

Gideceksin, döneceksin, savaşta asla ölmeyeceksin.

- The time will come when you will regret this.
- The time will come when you will regret it.

Bundan pişman olduğun zaman gelecek.

- Tom will be all right.
- Tom will be fine.
- Tom will be alright.

Tom iyi olacak.

- Will that make a difference?
- Will that change anything?
- Will it change anything?

Bu bir fark yaratacak mı?

It will be delicious, it will be natural.

Hem doğal hem de leziz olacak.

will be north south will be east west

kuzey güney olacak doğu batı olacak

"Will you study after dinner?" "Yes, I will."

"Akşam yemeğinden sonra ders çalışacak mısın?" "Evet, çalışacağım."

- This will pass.
- That'll pass.
- That will pass.

Bu da geçer.

- All will be well.
- Everything will be okay.

Her şey iyi olacak.

He will not help them, nor will I.

O onlara yardım etmeyecek, ben de etmeyeceğim.

- She will not approve.
- He will not approve.

O onaylamayacak.

Tom will come back. I'm sure he will.

Tom geri dönecek. İstediğinden eminim.

- You will regret this.
- You will regret this!

Buna pişman olacaksın.

- He will be missed.
- She will be missed.

O özlenecek.

- When will it happen?
- When will that be?

Ne zaman olacak?

- He will assist us.
- She will assist us.

O bize yardım edecek.

- He will wash dishes.
- She will wash dishes.

Bulaşıkları yıkayacak.

- He will never die.
- She will never die.

O hiç ölmeyecek.

"Will you think about it?" "Yes, I will."

"Bunun hakkında düşünecek misin?" "Evet, düşüneceğim."

- We will rescue them.
- We will rescue her.

Onları kurtaracağız.

- He will follow Tom.
- She will follow Tom.

O, Tom'u takip edecek.

- We will run.
- You and I will run.

Sen ve ben koşacağız.

- This group will study.
- This group will work.

Bu grup çalışacak.

- Tom will be around.
- Tom will be here.

Tom civarda olacak.

- Tom will find somebody.
- Tom will find someone.

Tom birini bulacak.

- I will follow him.
- I will follow her.

Onu takip edeceğim.

- That will show her!
- That will show him!

Bu ona gününü gösterir!

- She will be missed.
- You will be missed.

Özleneceksin.

- When will you start?
- When will you begin?

Ne zaman başlayacaksın?

- He will catch you.
- She will catch you.

O seni yakalayacak.

- He will find them.
- She will find them.

O onları bulacak.

- He will trust you.
- She will trust you.

O sana güvenecek.

- Who will they choose?
- Who will they elect?

Onlar kimi seçecekler?

- There will be controversy.
- There will be debate.

Tartışma olacak.

- Tomorrow will be better!
- Tomorrow will be better.

Yarın daha iyi olacak.

- Where will it be?
- Where will that be?

O nerede olacak?

- Will Tom do that?
- Will Tom do it?

Tom onu yapacak mı?

- We will never surrender.
- We will never surrender!

Asla teslim olmayacağız!

- Someone will do that.
- Somebody will do that.

Birisi bunu yapacak.

Either Tom will do that or Mary will.

Ya Tom bunu yapacak ya da Mary

- When will Tom arrive?
- When will Tom come?

Tom ne zaman gelecek?

- He will consider this.
- She will consider this.

O bunu düşünecek.

- When will you be back?
- When will you return?
- When will you come back?

Ne zaman döneceksiniz?

- Everything will work out.
- Everything will turn out fine.
- Everything will turn out all right.
- Everything will work out fine.

Her şey başarılı olacak.

Insights will follow.

ve içgörü (anlayış) gelecek.

You will bask

güneşleneceksiniz

What will happen.

ne olacağını görmek için çok erken

You will melt.

Eriyeceksin.

Anything will do.

Herhangi bir şey olur.

Will he die?

O ölecek mi?

Anybody will do.

- Herhangi biri işe yarar.
- Kim olsa iş görür.

I will prosper.

Ben zengin olacağım.

Will he live?

O yaşayacak mı?

Will Jane sing?

Jeanne şarkı söyleyecek mi?

He will walk.

O yürüyecek.

Will she come?

O gelecek mi?

Esperanto will triumph.

Esperanto kazanacak.

Fire at will.

Ateş serbest.

He will come.

O gelecek.

Will you go?

Gidecek misin?

Will it fit?

Bu uyar mı?

Nobody will notice.

Kimse fark etmeyecek.

Will Tom die?

Tom ölecek mi?

Justice will prevail.

Adalet hüküm sürecek.

Love will prevail.

Aşk galip gelecektir.

I will endure.

- Dayanacağım.
- Sabırlı olacağım.

Everything will change.

Her şey değişecek.

It will burn.

O yanacaktır.

Who will pay?

Kim ödeyecek?

I will survive.

Ben hayatta kalacağım.

He will survive.

O, hayatta kalacak.

She will survive.

O, hayatta kalacak.

They will survive.

Onlar hayatta kalacak.

Love will survive.

Aşk hayatta kalacak.

Tom will know.

Tom bilecek.

Tom will go.

Tom gidecek.

Tom will lose.

Tom kaybedecek.