Translation of "Scholar" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Scholar" in a sentence and their turkish translations:

He's a wonderful scholar.

O, harika bir bilim adamı.

English scholar, Dr. Katherine Blakeney,

İngiliz bilim adamı Dr. Katherine Blakeney,

This scholar studies ancient manuscripts.

Bu bilim adamı eski el yazmalarını inceler.

She is a scholar and poet.

O bir alim ve şairdir.

He will be a wonderful scholar.

O harika bir bilim adamı olacak.

You're a gentleman and a scholar.

Sen bir beyefendi ve bir bilim adamısın.

The boy talks like a great scholar.

Çocuk büyük bir bilgin gibi konuşuyor.

He is thought of as a scholar.

O bir bilim adamı olarak düşünülür.

He is what we call a scholar.

Bir bilim adamı dediğimiz odur.

He is a scholar to the core.

O, gerçek bir bilim adamıdır.

That scholar made a great scientific discovery.

O bilgin büyük bir bilimsel keşif yaptı.

The scholar is an authority on fiscal policy.

Bilim adamı maliye politikası üzerine bir otoritedir.

The eloquent scholar readily participated in the debate.

Güzel konuşan bilim adamı kolayca tartışmaya katıldı.

He is a writer rather than a scholar.

O bir bilim adamından çok bir yazardır.

He is a scholar and a musician simultaneously.

O bir bilim adamı ve aynı zamanda bir müzisyen.

People thought him to be a great scholar.

İnsanlar onu büyük bir bilgin olarak düşünüyorlar.

A great scholar is not necessarily a good teacher.

Büyük bir âlim mutlaka iyi bir öğretmen değildir.

He is as great a scholar as ever lived.

O şimdiye kadar yaşamış olanlar kadar büyük bir alimdir.

Mr Johnson is not a scholar but a poet.

Bay Johnson bir bilim adamı değil fakat bir şairdir.

A scholar made an excellent speech about human rights.

Bir bilim adamı, insan hakları hakkında harika bir konuşma yaptı.

But I find inspiration in the words of a scholar

Ama ben ilhamı bir akademisyenin sözlerinde buldum.

The boy talks as if he were a great scholar.

Çocuk büyük bir bilim adamıymış gibi konuşuyor.

The speech of the scholar is well worth listening to.

Bilginin konuşması dinlenmeye değer.

Born in better times, he would have become a great scholar.

Daha iyi zamanlarda doğsaydı mükemmel bir bilim adamı olurdu.

She is an excellent scholar, and is recognized everywhere as such.

O, mükemmel bir bilim adamıdır, bu itibarla her yerde tanınır.

He is a good scholar, and what is better, a good teacher.

O iyi bir akademisyendir ve daha iyi olanı, iyi bir öğretmen.

He is a great politician, and, what is more, a good scholar.

O büyük bir siyasetçi ve dahası iyi bir bilgin.

He is a great statesman, and what is more a great scholar.

O büyük bir devlet adamı ve bunun da ötesinde büyük bir bilgindir.

Like the great scholar that he was, he answered the question easily.

Büyük bir alim gibi, soruyu kolayca yanıtladı.

He became a brilliant scholar but only at the expense of his health.

Sağlığı pahasına mükemmel bir bilim adamı oldu.

A half-doctor kills you and a half-religious scholar kills your belief.

Yarım-doktor seni ve yarım-din alimi inancını öldürür.

She is highly reputed not only as a scholar but also as a poet.

O sadece bir bilim adamı olarak değil aynı zamanda bir şair olarak da çok iyi tanınmış.

- Tom is a scholar.
- Tom is a man of learning.
- Tom is a man of erudition.

Tom bir bilim adamı.

I read a lot of books in my youth; I am a scholar in my own way.

Gençliğimde pek çok kitap okudum; Kendi tarzımda bir bilimciyim.

- A little knowledge is a dangerous thing.
- A half-doctor kills you and a half-religious scholar kills your belief.

Yarım tabib candan eder, yarım fakih imandan eder.