Examples of using "Gentleman" in a sentence and their turkish translations:
- O bir beyefendi.
- O bir beyefendidir.
O beyefendi kim?
Tom bir beyefendi değil.
Sen bir centilmensin.
O gerçek bir centilmen.
Tom gerçek bir beyefendi.
O, beyefendi değil.
Beyefendiyi biliyorum.
- Tom bir beyefendi idi.
- Tom bir centilmendi.
Tom bir beyefendi.
Sen gerçek bir beyefendisin.
- O, mükemmel bir centilmendir.
- O mükemmel bir beyefendi.
O gerçek bir beyefendidir.
Beyefendi Türkçe konuşuyor mu?
Tom bir beyefendi gibi davrandı.
Tom bir beyefendiydi.
O, iyi bir beyefendidir.
Tom mükemmel bir beyefendidir.
Bu beyefendi ilginç sorular soruyor.
O mükemmel bir beyefendiydi.
Tom gerçek bir beyefendi.
Tom mükemmel bir beyefendiydi.
Tom mükemmel beyefendidir.
O, Amerikalı bir beyefendi değil mi?
Tom gerçek bir beyefendi idi.
O beyefendiyi tanıyor musun?
O tam bir beyefendidir.
Lütfen bir İngiliz beyefendisi gibi davran.
- Bay Hawk bir tür beyefendi.
- Bay Hawk, kibar bir beyefendidir.
Daha önce bu beyefendiyi gördüğümü hatırlıyorum.
O beyefendiler arasında bir beyefendi.
O bir centilmendi.
O, tam bir beyefendi.
Bay Hawk nazik bir beyefendidir.
Şu beyefendi genellikle bir şapka giyer.
Tom kesinlikle bir beyefendi değil.
Tom mükemmel bir beyefendiydi.
Beyefendi Kanadalı bir ekonomist.
O bir beyefendiden başka her şeydir.
Sen bir beyefendi ve bir bilim adamısın.
O beyefendiyi bir yerde gördüğümü hatırlıyorum.
Beyefendi hanımın elini öptü.
O kesinlikle bir centilmen değil.
Tom her zaman bir beyefendiydi.
O çok kibar bir beyefendidir.
O beyefendi bir doktor olmalı.
Tom'un her inçi bir beyefendi idi.
Tom mükemmel bir beyefendi gibi davrandı.
Sami'ye "Beyefendi Soyguncu" adı verildi.
Tepeden tırnağa tam bir beyefendiydi.
Gerçek bir centilmen asla dostlarına ihanet etmez.
O, bir beyefendidir.
Onun tavırları bir beyefendinin tavırları değil.
Onun davranışı centilmenceydi.
Bir beyefendi diğerlerine karşı her zaman kibardır.
Burada sizi görmek isteyen bir beyefendi var.
O, her bakımdan bir beyefendidir.
Bir centilmen böyle bir şey yapmazdı.
Tom sevgi dolu ve şefkatli bir beyefendi.
Tom gerçek bir beyefendi olduğunu kanıtladı.
Bu beyefendi benim bir tanıdığım.
O, kibar biri olmaktan çok uzak.
O hiç centilmen değil.
Bir beyefendi kız arkadaşına çiçekler almalı.
Ben o beyefendiyi sadece ismen tanıyorum.
Sir Harold kibar bir İngiliz beyefendisi.
Bu beyefendiye ön kapıyı gösterin.
- Siz yokken bir beyefendi aradı, efendim.
- Bir beyefendi sizin yokluğunuzda aradı, efendim.
Bir beyefendi ve bir bayan görüyorum.
Tom'un konuştuğu beyefendi kim?
Onun konuştuğu beyefendi kim?
Bir beyefendi böyle bir şey söylemez.
Bir beyefendi böyle bir şey yapmazdı.
İstasyonda güvenilir bir beyefendiyle karşılaştım.
Dedektif kendini yaşlı bir beyefendi olarak kamufle etti.
O bir beyefendi, yakışıklı, zeki ve zengindir.
Adamı örnek bir beyefendi olarak tanımladı.
Onun davranışları bir centilmen tavrı değildir.
George Harrison tüm yaşamı boyunca bir centilmendi.
Beyefendi bunun kimin arabası olduğunu biliyor mu?
Genç beyefendi bir şey içmek istiyor.
Bir beyefendi sokakta tükürmez.
O beyefendi geçimini sağlamak için ne işle meşgul?
Beyefendi bankanın önünde durdu.
Beyefendi ile dostça bir konuşma yaptık.
Bir beyefendi kız arkadaşı için kapıları açmalı.
Bir centilmen, kız arkadaşının öğle yemeğini öderdi.
Bir beyefendi öyle bir şeyi asla yapmazdı.
Tamamen siyah giyinmiş beyefendi kim?
Lütfen bu beyefendiye bir bardak bira getir.