Translation of "English" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "English" in a sentence and their turkish translations:

- He is English.
- He's English.

O, İngilizdir.

- I am English.
- I'm English.

İngilizim.

- She studies English.
- She's studying English.

O İngilizce çalışıyor.

- He speaks English.
- She speaks English.

O İngilizce konuşuyor.

- We studied English.
- We learned English.

Biz İngilizce öğrendik.

- Let's speak English.
- Let's speak in English.
- Let us speak English.

İngilizce konuşalım.

Forget English.

İngilizceyi unut.

American English isn't better than British English.

Amerikan İngilizcesi, İngiliz İngilizcesinden daha iyi değildir.

- I'm learning English.
- I am learning English.

İngilizce öğreniyorum.

- I am teaching English.
- I teach English.

- Ben İngilizce öğretirim.
- İngilizce öğretiyorum.

- No, I am English.
- No, I'm English.

Hayır, ben İngilizim.

Peter is English. Is Susan English, too?

Peter İngilizdir. Susan da İngiliz midir?

All students of English should have a good English-English dictionary at hand.

Bütün İngilizce öğrencilerinin ellerinde iyi bir İngilizceden İngilizceye sözlük olmalıdır.

- Are you studying English?
- Are you learning English?

İngilizce mi öğreniyorsun?

- Does he speak English?
- Can he speak English?

O, İngilizce konuşur mu?

- I don't speak English.
- I'm not speaking English.

İngilizce konuşmam.

- Do you study English?
- Are you studying English?

- İngilizce okuyor musun?
- İngilizce çalışır mısın?

- You speak fluent English.
- You speak English fluently.

Sen akıcı bir şekilde İngilizce konuşursun.

She understands English and even writes in English.

O İngilizce anlıyor ve hatta yazıyor.

- Alessia can't speak English.
- Alessia cannot speak English.

Alessia İngilizce konuşamaz.

- Can you speak English?
- Do you speak English?

İngilizce konuşabilir misin?

- Do you speak English?
- Are you speaking English?

İngilizce konuşur musun?

- Do you speak English?
- Do you know English?

İngilizce konuşur musun?

Many native English speakers make errors in English.

Anadili İngilizce olan birçok kişi İngilizcede hatalar yapar.

- Can he speak English?
- Can she speak English?

O, İngilizce konuşabilir mi?

- English is difficult, isn't it?
- English is difficult, innit?
- English is hard, isn't it?

İngilizce zordur, değil mi?

- Can you speak English?
- Can you speak English at all?
- Do you speak English?

İngilizce konuşabilir misin?

Not English, guys.

Yani İngilizce değil arkadaşlar.

You study English.

Sen İngilizce öğrenirsin.

Let's study English.

İngilizce çalışalım.

Answer in English.

- İngilizce cevap ver.
- İngilizce olarak cevap verin.
- İngilizce olarak yanıtla.
- İngilizce olarak yanıtlayın.

He teaches English.

O, İngilizce öğretir.

She teaches English.

O, İngilizce öğretiyor.

I study English.

İngilizce çalışırım.

He speaks English.

O İngilizce konuşur.

We studied English.

Biz İngilizce eğitimi gördüm.

I'm studying English.

- İngilizce eğitimi yapıyorum.
- İngilizce çalışıyorum.

Let's speak English.

İngilizce konuşalım.

They like English.

Onlar İngilizceyi seviyorlar.

I like English.

İngilizceyi severim.

I speak English.

İngilizce konuşurum.

I'm not English.

İngiliz değilim.

I'm learning English.

İngilizce öğreniyorum.

She studies English.

O İngilizce çalışıyor.

Jack speaks English.

Jack İngilizce konuşur.

We learned English.

Biz İngilizce öğrendik.

Don't quit English.

İngilizceden vazgeçmeyin.

I prefer English.

Ben İngilizceyi tercih ederim.

You speak English.

Sen İngilizce konuş.

Emily is English.

Emily İngilizdir.

He's learning English.

O, İngilizce öğreniyor.

He was English.

O, İngilizdi.

I teach English.

Ben İngilizce öğretirim.

You learn English.

Sen İngilizce öğrenirsin.

He's studying English.

O İngilizce okuyor.

Let's learn English.

İngilizce öğrenelim.

Are you English?

- İngiliz misiniz?
- İngiliz misin?

She is English.

O, İngilizdir.

We're speaking English.

- İngilizce konuşuyoruz.
- Biz İngilizce konuşuyoruz.

You're learning English.

Sen İngilizce öğreniyorsun.

It's in English.

O İngilizcedir.

Please speak English.

Lütfen İngilizce konuşun.

How's your English?

İngilizcen nasıl?

Are they English?

Onlar İngiliz mi?

Those who learn English cannot do without English dictionaries.

İngilizce öğrenenler İngilizce sözlükler olmadan yapamazlar.

- I speak English daily.
- I speak English every day.

- Her gün İngilizce konuşurum.
- Her gün İngilizce konuşuyorum.

British English differs from American English in many ways.

İngiliz İngilizcesi Amerikan İngilizcesinden pek çok yönden farklıdır.

- I'm fed up with English.
- I'm sick of English.

- İngilizceden usandım.
- İngilizceden bıktım!

- She doesn't speak English.
- She does not speak English.

O, İngilizce konuşmuyor.

- Aren't I speaking English?
- Am I not speaking English?

İngilizce konuşmuyor muyum?

- I like studying English.
- I like to study English.

İngilizce çalışmak hoşuma gidiyor.

How can you tell good English from bad English?

İyi İngilizceyi kötü İngilizceden nasıl ayırırsın?

- They do not speak English.
- They don't speak English.

- Onlar İngilizce konuşmuyor.
- Onlar İngilizce konuşmaz.

- Do you speak English?
- Do you speak English fluently?

İngilizceyi akıcı olarak konuşuyor musun?