Examples of using "Endure" in a sentence and their turkish translations:
- Dayanacağım.
- Sabırlı olacağım.
Yardım gelene kadar katlanalım.
Gidişine dayanamam.
Buna ben bile tahammül edemem.
Ağrıya katlanmalısın.
- Gürültüye dayanamam.
- Gürültüye katlanamam.
Şiddete dayanamayız.
O, uzun bir yolculuğa dayanabilir mi?
Acıya güçlükle katlandım.
Ben sabırlı olacağım.
Bu kadar soğuğa nasıl dayanabilirsin?
Bu köprü uzun süre dayanamaz.
Bir an bile o gürültüye tahammül edemem.
İnsanlar ölürler ama onların yarattığı şeyler dururlar.
Fransız palavralarına katlanmak zordur.
Hayatta birçok zorluklara katlanmak zorundasın.
Kendimize dayanmamız gerektiğini söylemek kötü bir şeydir.
Kötü hava sonsuza dek sürmez; Insan acısı sonsuza kadar sürmez.
Bu duruma kaç kişinin dayanacağını bilmiyorum.
Zavallı anne oğlunun saygısız davranışına tahammül edemedi.
Benim tahammül ettiğim şeye dayanamayanlar depolarda bırakılacak.
Sevilmek, tüketilmektir. Sevmek tükenmez yağ ile ışık vermektir. Sevilmek, varlığı durdurmak, sevmek katlanmaktır.