Examples of using "Not" in a sentence and their turkish translations:
Fena değil.
Ayağını yorganına göre uzat.
Burada değil!
değil
Onlar fena değildiler.
- Biri "olmamalı" ile "gerek yok"u karıştırmamalıdır.
- Biri "must not" ile "need not"ı karıştırmamalıdır.
Deli değilim.
Bu adil değil!
Korkmuyorum.
Bunun mümkün olmadığını söylemiyorum.
Bu doğru değil.
Ben seninle dalga geçmiyorum.
Yaşlı değilsin
Yorgun değilim.
Dalga geçmiyorum.
Ben şişman değilim!
Korkmuyorum.
Zengin değiliz.
Hırsızlık yapma, yalan söyleme, tembel olma.
ne çok sıcak, ne de çok soğuk.
Uykuda değilim.
O, hasta değil.
Kızgın değilim.
Hazır değilim.
- O fena değil.
- O idare eder.
O özel değil.
Ben titiz değilim.
Ben otoriter değilim.
- Üzgün değilim.
- Mutsuz değilim.
Katlamayın!
- Dinlemiyorsun.
- Dinlemiyorsunuz.
- Sen dinlemiyorsun.
Emek olmadan yemek olmaz.
- Sözde değil, özde.
- Lafta değil, icraatta.
- Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz.
Biz deli değiliz.
Gitmiyorum.
Onlar kötü değil.
Sen bereli değilsin.
Biz müsait değiliz.
Şişman değilim.
- Bu izinli değil.
- Buna müsaade yok.
Bu tamam değil.
Bu sıra dışı değil.
O harika değil.
O gitmiyor.
Bu doğru değil!
- Rahatsız etme.
- Rahatsız etmeyin.
Bu sürpriz değil!
Bu tavsiye edilmez.
Bu zekice değil.
Ben korkmuyorum.
O bir aptal değil.
O, burada değildir.
- Kanadalı değilim.
- Ben bir Kanadalı değilim.
- Çalışmıyorum.
- Ben çalışmıyorum.
Çalışmıyorum.
Irkçı değilim.
Ben dindar değilim.
- Üzgün değilim.
- Mutsuz değilim.
O yalan söylemiyor.
Ben bir Kanadalı değilim.
Kesin emin değilim.
doğru değildir.
Ben değilim.
Belki de değil.
saymakla bitmez
yetmemiş
Zorunlu değildir
yapmayın
benim sesim değildi.
Neden olmasın?
- Şimdi olmaz!
- Şimdi değil!
Bu gece değil.
Herhalde değil.
Henüz değil.
- Fena değil.
- Fena sayılmaz.
Daha az değil.
Muhtemelen değil.
- Bugün değil!
- Bugün olmaz!
Doğru değil mi?
Tam olarak değil.
Pek sayılmaz aslında.
Bu doğru değil, onu değiştirmiyor;
Ama hepsi değil, hiç de değil.
Sen çirkin değilsin.