Examples of using "Pain" in a sentence and their turkish translations:
Ağrı, acı, defol git.
Acı.
Ne kadar acı.
Acı çekiyorum.
Ağrı gitti.
Tom acı içinde bağırdı.
- Emek yoksa yemek de yok.
- Zahmet yoksa kazanç da yok.
- Emek olmadan yemek olmaz.
Tom acı içinde inledi.
Bu acıyı rahatlatan nedir?
acı hakkında da konuşmamızdı.
O acı içinde.
Ağrısı var.
Aşk acı ister.
- Sancı geri döndü.
- Ağrı nüksetti.
- Acı içindeyiz.
- Acı çekiyoruz.
Biraz ağrı var.
Leyla ağrıdan yakınıyordu.
Herhangi bir ağrı hissediyor musun?
- Bu acıya katlanamıyorum.
- Bu acıya dayanamıyorum.
O acıdan dolayı ağlıyordu.
Herhangi bir ağrın var mı?
Zahmete deymez.
O ağrı nedeniyle haykırdı.
Tom acı içinde inliyordu.
Bu acıya dayanamam.
Öyle büyük bir acı
Zahmet yoksa kazanç da yok.
Tom, Mary'nin acısını paylaştı.
Sıkıntı yok, her şey kazanç.
O acı içindeydi.
Küfür etmek ağrıyı hafifletir.
Acını hissediyorum.
Ağrı dayanılmaz.
Acı dayanılmazdı.
Ağrı kıvrandırıyor.
- Ağrı acı verendi.
- Ağrı kahrediyordu.
- Ben onların acılarını hissediyorum.
- Onların acısını hissediyorum.
Acını hissediyorum.
Onun acısını hissediyorum.
O besbelli acı çekiyor.
Bu eski bir ağrı.
Bu acı hiç dinmez.
Ağrı gerçekti.
Ağrı nerede?
Ağrı kesiciye ihtiyacım var.
Bitkiler ağrı hissedebilir mi?
Tom acı içinde çığlık attı.
Burada ağrım var.
Ben acı içinde değilim.
O ağrı hissetti.
Acı dayanılmaz.
O, acıyla bağırdı.
Ağrı korkunçtu.
Bu bir acıdır.
Hiç acı yoktu.
- Tom bir baş belasıydı.
- Tom başbelasıydı.
Acı dayanılmaz mı?
Acı ızdıraplı oldu.
Bazen ağrım olur.
Acı çekiyorum.
Tom acıyla inledi.
Tom acı içinde.
Tom ağrıya tahammül etti.
Tom acı içinde iki büklüm oldu.
Tom acı içinde mi?
- Tam bir başağrısısın.
- Gerçek bir başağrısısın.
Ağrı dayanılmazdı.
Tom acı içinde inledi.
Zevkten sonra acı gelir.
Senin yalanların beni üzüyor.
Hayat acıdır, prenses.
Acıyı dayanılmazdı.
Acı içindeydim.
- Acıya katlandım.
- Ağrıya dayandım.
Açıkçası acı çekiyorsun.
Aşırı acı çekiyorum.
Acı çekmiyor musun?
Hiçbir ağrı kalıcı değildir.
Senin acı çektiğini biliyorum.
Acı çektiğini biliyoruz.
- Benim burada keskin bir ağrım var.
- Burada keskin bir ağrım var.
O, keskin bir acı hissetti.
Bu ilaç ağrıyı hafifletecek.
Tom kayda değer acı içindeydi.
Tom aşırı acı içinde.
Hiç ağrım yok.
Tom acıya katlanamadı.
- Kimse Tom'un acı çektiğini fark etmedi.
- Tom'un acı çektiğini kimse fark etmiyordu.
- Hiç kimse Tom'un acı çektiğinin farkında değildi.
Anılar, duygular, acı, sevgi, keder...
İlaç onun acısını azalttı.
Adam acı içinde inledi.