Examples of using "Till" in a sentence and their turkish translations:
Altıya kadar bekleyin.
Yarına kadar hoşça kalın.
Ben öğlene kadar bekleyeceğim.
Lütfen öğleye kadar bekleyin.
Onu daha sonrasına kadar saklayın.
Öğleye kadar geldin.
Ben arayana kadar bekle.
Bayılana kadar alışveriş yap.
Gün doğana kadar uyudum.
Onlar sekize kadar açık.
O zamana kadar bekleyeceğiz.
Tom sabaha kadar uyudu.
Tom gece yarısına kadar eve gelmedi.
Yardım gelene kadar katlanalım.
Yağmur duruncaya kadar bekle.
O gelinceye kadar bekleyelim.
Geç saatlere kadar oturmayın.
- Yaza kadar bekleyemem.
- Yaza kadar bekleyemiyorum.
Onu yarına kadar bekleyelim.
Tom yarına kadar gelmiyor.
Ben dönene kadar burada kal.
Tom buraya gelinceye kadar bekle.
Yarına kadar beklemek ister misin?
Sadece Pazartesiye kadar bana ver.
Ben dönünceye kadar burada bekle.
Bu geceye kadar kalabilirsin.
Öğleye kadar evde kal.
Noel'e kadar uzakta olacağım.
- Yemek yemeği bitirene kadar bekle.
- Yemek yemeği bitirene kadar bekleyin.
- Onlar ateş edene kadar bekleyin.
- Onlar ateş edene kadar bekle.
Pazartesiye kadar kalabilir misin?
Sınavları bitirinceye kadar bekle.
Yüksek gelgite kadar bekleyelim.
Çorba ısınıncaya kadar bekleyin.
Biz saat 2.30'a kadar bekledik.
Bana yarın öğleden sonraya kadar vakit ver.
Yarına kadar bekleyemem.
Tom pazara kadar gidişini erteledi.
Roger sabahtan akşama kadar çalışır.
Bob gelene kadar başlamayacağız.
Mesele yarına kadar bekleyebilir mi?
Dükkân ne zamana kadar açık?
06:00 ya kadar başlayamam.
O, beşe kadar geri dönmeyecek.
O doyuncaya kadar yer.
Şimdiye kadar buradaydı.
Sabahın ilk ışıklarına kadar benimle birlikte kalın.
Ben, saat ona kadar onu bekledim.
O, altıya kadar dönmedi.
O, geri dönünceye kadar burada bekle.
O, öğleye kadar gelmedi.
O dönene kadar bekleyelim.
O, sabahtan akşama kadar çalıştı.
Tom 2.30'a kadar dönmedi.
Bu mağaza yediye kadar kapanmaz.
Saat altıya kadar orada kalacağım.
"Akşam yemeğine ne kadar var?" "Beş dakika."
Başkan sana söz hakkı verene kadar bekle.
Bu 20 Ekime kadar olmuyor.
On biri geçinceye kadar konuştuk.
Ben ona kadar sayıncaya dek bekleyin.
Tom yarına kadar dönmeyecek.
Varışa kaç saat kaldı?
O zamana kadar ne yaparım?
Ben dönünceye kadar kımıldama.
Tom uyanıncaya kadar bekleyelim.
Nasılsa altıya kadar çalışmam var.
2.30'a kadar orada olacağım.
Neden sabaha kadar beklemiyorsun?
Şapkamı alıncaya kadar bekle.
2.30'a kadar kalabilir misin?
O zamana kadar her şey olabilir.
Kazanıncaya kadar oynamak zorundasın.
Konferans beşe kadar devam etti.
O, gözleri kuruyuncaya kadar ağladı.
Öğle yemeğine yarım saat var.
- Öteki haftaya kadar bekleyemem.
- Gelecek haftaya kadar bekleyemem.
Son dakikaya kadar bekleme.
Bu süt yarına kadar dayanmaz.
O, sabahtan akşama kadar çalıştı.
Işık yeşile dönünceye kadar bekle.
Eylül ayına kadar Roma'da kaldılar.
Tom pazartesiye kadar geri gelmeyecek.
Neden evlenene kadar bekleyelim?
Tom gelene kadar başlamayacağız.
Önümüzdeki pazartesiye kadar bekleyemem.
Yarına kadar rahatça bekleyebilirim.
Tom buraya gelene kadar bekleyelim.
Lütfen beşe kadar bekle, o zaman geri dönecek.
- Tom 2.30'a kadar burada olacak.
- Tom saat iki buçuğa dek burada olacak.
Gıda malzemelerimiz nisana kadar devam edecek.
Yarına kadar işi erteleme.