Examples of using "Grote" in a sentence and their turkish translations:
Onun geniş göğüsleri vardır.
İki büyük kahve, lütfen.
Burada büyük bir uçurum var.
Büyük bir ailen var mı?
Bu büyük kayanın çevresine dolayabilirim.
'büyük şehir' Konstantinopolis'e saldırmaya cesaret ettiler .
Ne büyük bir süpermarket!
O çeneni kapa!
Mary'nin büyük gözleri var.
O büyük olan.
Onun büyük sorunları var.
Büyük akıllar benzer düşünürler.
Ne kadar büyük bir köpek!
Pelikanların büyük gagaları vardır.
Tom'un büyük elleri var.
Tom'un büyük bir penisi var.
Büyük balık, küçük olanı yer.
Büyük balık, küçük balığı yer.
Molly'nin büyük bir saati var.
Turnalar büyük güzel hayvanlardır.
O büyük bir çocuk.
Tokyo büyük bir şehir.
Onun büyük bir ağzı var.
Onun büyük mavi gözleri var.
Herkes büyük pizzaları seviyor.
O büyük bir korkak.
Büyük duyuru neydi?
Büyük bir porsiyon patates kızartması lütfen.
Büyük bir süpermarketimiz var.
Onun büyük bir ailesi var mı?
Onun büyük mavi gözleri var.
Tom'un büyük mavi gözleri vardı.
Bugün büyük gün.
Tom'un büyük mavi gözleri var.
Boston büyük bir şehir.
Büyük bir ailen var mı?
O büyük bir patlamaydı.
Onlar büyük bir pizza sipariş ettiler.
Prens Charles'ın büyük kulakları var.
Bu bebeğin büyük gözleri var.
- Şu büyük köpeğe bak.
- Şu koca köpeğe bakın.
Büyük bir köpeğim var.
Bu büyük bir masa.
Büyük şehirleri severim.
Büyük bir yatak odam var.
Büyük bir bahçemiz var.
Dün o, uzun bir adam gördü.
Büyük köpekten korkmuşlar.
Ya da bu ağaçlardan birine gidip
Büyük bir yılan, baksanıza.
Bakın, ileride büyük bir açıklık var.
Bu büyük bir ilerleme.
Büyük bir uydumuz oldu
Dokuz büyük pizzaya eşdeğer.
büyük genişlikte ekilebilir araziye sahip
Öyle büyük ekonomik sıkıntım da yok.
Orada büyük bir sedir ağacı vardı.
O büyük yeni bina nedir?
Şarkı büyük bir liste başıydı.
Orada büyük bir kalabalık vardı.
Ben büyük masa lambalarını sevmiyorum.
Benim için dört tane büyük patates satın al.
Ben büyük şehirleri sevmem.
Büyük şehirleri ziyaret etmekten hoşlanmam.
Sahara büyük bir çöldür.
Büyük balık küçüğü yer.
Oradaki büyük binaya bak.
Dün o, uzun bir adam gördü.
- O tamamen büyük bir yalandı.
- Bu tamamen büyük bir yalandı.
- Hepsi koca bir yalandı.
- Bu tamamen büyük bir şaka.
- Tüm bunlar eşek şakası gibi.
Tom büyük köpeklerden korkuyor.
Pensilvanya'nın büyük bir çelik endüstrisi vardı.
Ben büyük bir şehirde yaşıyorum.
Büyük süslü bir düğün istemiyorum.
Büyük bir tüp diş macunu istiyorum.
Büyük bir iyiliğe ihtiyacım var.
Jüpiter büyük bir gezegen değil mi?
O çocuk büyük bir kabadayıdır.
Ben büyük köpekleri sevmiyorum.
- Tom büyük bir fabrika için çalışıyor.
- Tom büyük bir fabrika için çalışır.
Tom Mary'ye büyük bir zarf uzattı.