Examples of using "Prooi" in a sentence and their turkish translations:
Birinin ölmesi...
Termal görüntüleme avının taze olduğunu gösteriyor.
Ergen bir ayı. Avını indirmiş.
Av indirmek için en iyi şansı.
Avcı ve avın şartları eşitleniyor.
Çok karanlık olursa avlarını göremezler.
...onlara avları üzerinde avantaj sağlar.
Yavrularını avın yanına götürmesi gerek. Çok da oyalanamaz.
Avını usulca eritecek sindirim sıvılarıyla dolu bir fıçı.
Seçimlerde kolaylıkla çoğulcuların yemi oluyorlar.
Ama avını görmek için ışığa ihtiyacı var.
Böylece avının yerini ölümcül bir nokta atışıyla belirliyor.
Scolopendra subspinipes alt edebileceği her şeyi avlar.
Koca gözlerini hedefinden ayırmayan saldırgan bir avcı.
Yarasalar, burunlarının etrafındaki ısı algılayıcılarla hedef belirler.
Yavruları da pek bir şey avlayacakmış gibi değil.
Kendinden on kat büyük avları indirebilir.
Yırtıcılar, avlarını alt etmenin karmaşık yollarını bulmak için evrimleşmek durumunda.
Ama kafaları karışmış ve sürüden ayrı düşmüş olduklarından kolay av oluyorlar.
Tecrübesini konuşturarak bir av indirmesi en büyük ümitleri.
Nedenini daha yeni yeni anlamaya başlıyoruz. Belki de av çekmek içindir.
Agresif olmasına rağmen, uzmanlara göre bu sürüngen katil insanları av olarak görmez.
Bu kadar çok av olması burayı ideal bir eğitim alanı yapar. Kendi başının çaresine bakmayı öğrenen bir jaguar için mesela.
Ama deniz biyoloğu Richard Fitzpatrick öfkeli bir denizkestanesinin saldırısına uğradığında gündüz vakti işini yapıyordu.