Examples of using "Bieden" in a sentence and their turkish translations:
sizin için sahip olduğum şey.
Biz rekabetçi fiyatlandırma öneriyoruz.
Bunun bir fırsat olduğunu da öğrenmişler.
Sana bunu sunuyorum.
Prezervatifler cinsel yolla bulaşan hastalıklara karşı koruma sağlar.
Teklif edecek çok şeyim var.
...onlara avları üzerinde avantaj sağlar.
Sarp kayalıklar biraz güvenlik sağlıyor. Ama bu kız geride kalıyor.
Realistik bir sahne göstermek istemiyorum.
Bu yıl geçen yıl olduğu gibi aynı dil kursunu sunuyoruz.
Bu projeler bir sürü yeni ve yenilikçi içerik ve fikirler sunuyor.
Her zaman bizzat özür dilemelisin.
Yoksa bu ağacın arka tarafına gidip doğanın bana verdiğini mi kullanacağız?
Gelgitler güçlenmeye başlamış. Tümsek başlı papağan balığının üremesi için mükemmel şartlar oluşmuş.
Özür dilemeyi kes.
Şehirlerimizin her türden vahşi yaşama yuva olduğu bir gelecek. Sadece geceleri değil, aynı zamanda... ...gündüzleri de.
Mahalle sakinlerinin dilekçesini belediye başkanına sunacak tek kişi çıkmadı.
Tom yardıma ihtiyacı olursa, biz ona verebiliriz.
Tom'un bütün istediği onun vermek zorunda olduğu tüm aşkı kabul edecek bir kadın bulmaktı.
Ayartılmaktan başka her şeye dayanabilirim.