Examples of using "Donker" in a sentence and their turkish translations:
Çok karanlıktı.
Oldukça karanlık.
Hava kararıyor.
Hava kararıyordu.
Hava karanlık.
Her şey karardı.
Karanlıktı.
- Hava zaten kararıyor.
- Zaten karanlık oluyor.
Hava hızla kararıyor!
Karanlıkta ışıyorlar.
Karanlık çökmek üzere.
Gökyüzü kararıyor.
Dışarda hava kararıyor.
Dışarda hava karanlık.
Hava zaten karanlık.
Çok karanlıktı.
Oda karanlıktı.
Çok karanlık.
Gece karanlık.
Hava karardı.
Karanlıktı, değil mi.
Oda karanlık.
Birdenbire gökyüzü karardı.
Tamamen karanlık.
İçerisi karanlık.
Şimdi karanlık.
Hâlâ karanlık.
- Sokak karanlıktı.
- Cadde karanlıktı.
- Onun gözleri karadır.
- Onun gözleri kara.
Koyu renk saçlarım var.
O zamana kadar karanlıktı.
Ben karanlıktan korkuyorum.
Bir saat içinde karanlık olacak.
Şu an o kadar karanlık ki...
Karanlıkta uzun mesafeli çağrı yapıyorlar.
Karanlığın içinde... ...gizli sinyaller.
O, karanlıkta kayboldu.
Senin kalemin çok koyu renkli.
Karanlığa kadar bekle.
Karanlıkta uyumak tehlikelidir.
Biz bu karanlıkta göremeyiz.
Hepsi gece karanlığını bekliyor.
Timsahların karanlıkta iyi gören gözleri vardır.
Karanlık nasıl hızlı çöktüyse...
Köprünün altı karanlıktı.
Karanlık çöküyor.
- Ben karanlıktan korkuyorum.
- Karanlıktan korkarım.
- Karanlıktan korkuyorum.
Baykuşlar karanlıkta görebilirler.
Dünya benim için kararıyor.
Bu oda hava karanlık.
Simon karanlıkta korkar.
Her şey karardı.
Tom karanlıktan korkar.
Köpekler karanlıkta görebilirler.
Kediler karanlıkta görebilirler.
Hâlâ karanlıkken kalktım.
Karanlık, sessiz bir alan arıyor.
Karanlıktaysa... ...çok, çok daha iyi görürler.
Karanlığa rağmen... ...uyumayı göze alamazlar.
Kışın hava erken kararır.
Çocuk karanlıktan korkuyor.
Ben eve vardığımda hava oldukça kararmıştı.
Trenimiz hava karardıktan sonra Roma'ya ulaştı.
Çocuklar bazen karanlıktan korkarlar.
Kediler gerçekten karanlıkta görebilir mi?
Dana'yı geceden önce bulacak gibi görünmüyoruz.
Ama yeryüzü o kadar karanlıktır ki...
Çok karanlık olursa avlarını göremezler.
Karanlık çöktüğü için bu vakitler daha güvenli olsa gerek.
Karanlıktaki feryatlar herkese tehlikeyi bildiriyor.
ve karanlığa dönüştüğünden
Karanlık biraz korkutucu.
Otele vardığımda hava kararmıştı.
Yağmurda karanlık olmaz mı?
Oda karanlık ve soğuktu.
Tom hizmetçilerine karanlıkta yemek yedirdi.
Yeni teknoloji sayesinde... ...karanlığın içine bakabiliyoruz.
Açıkça görmek için çok karanlık.
Burası gerçekten karanlık. Hiçbir şey göremiyorum.
Şimdi tenis oynanmayacak kadar çok karanlık.
Karanlıkta yaptıkları şeyler hiç filme alınmamıştı.
Çitaların karanlıkta avlanabileceğine çok az kişi inanırdı.
Fakat bu engin, tekdüze kumullarda karanlıkta yol bulmak zor.