Examples of using "Zien" in a sentence and their turkish translations:
- Görebiliyor musun?
- Görebilir misin?
Bana göster.
Onu göreceksin.
Onu görebiliyor musun?
Beni görebiliyor musun?
Biz görmeyi umduğumuz şeyi görürürüz.
Beni görebiliyor mu?
- Onu görebiliyor musun?
- Şunu görüyor musun?
Bizi görebiliyor mu?
Seni görmek hoştu!
- Ben onu görebilir miyim?
- Onu görebilir miyim?
- Görebilir miyim?
Göremiyorum!
Onu göreceksin.
Bunu görebiliyor musun?
Gelişmesini görüyorum.
Kendini göster.
Göreceksiniz.
Gel şuna bak!
Göreceğiz.
Onlar Dan'ı görüyorlar.
Harika görünüyorlar.
Kimin güldüğünü görebiliriz ama kimin ağladığını göremeyiz.
Bir şey göremedim.
- Onu görmeme izin ver.
- Şunu görmeme izin ver.
Onu görmek istiyorum.
Seni görmek güzeldi.
- Seni gördüğüme sevindim.
- Seni gördüğüme memnun oldum.
- Seni gördüğüme memnunum.
Dilini görmeme izin ver.
Bana ev ödevini göster.
Onlar rahatlamış görünüyor.
Odanı görmek istiyor musun?
Onlar seni göremezler.
Bu filmi görmek istiyorum.
Bir bakayım.
O, onu gülümserken gördü.
başkalarının geldiğini görürüz.
...hareket edemeyecek kadar kör.
- Ben kimseyi göremiyorum.
- Kimseyi göremiyorum.
Ah! Onu bana göster lütfen.
Biz nerede buluşacağız?
Henry seni görmek istiyor.
Ona bir bakayım.
Kartlarınızı gösterin.
Göremiyorum.
Onu görmek istiyorum.
Tom'u görebiliyor musun?
Onları görebiliyor musun?
Bizi görebiliyor mu?
Biz Tom'u görmek istiyoruz.
Kim beni görmek istiyor?
Orada görüşürüz.
Onu görmek ister misiniz?
Tom onu görmek istiyor.
Seni görmek istiyorum.
Görmek inanmaktır.
Seni gördüğüme memnun oldum.
- Ben bir şey göremiyorum.
- Hiçbir şey göremiyorum!
Beni görebiliyor musun?
Tom bir şey göremedi.
Dumanı görebiliyorum.
Bunu ona göster.
Onları görmek istiyorum!
Onları görmek istiyorum.
Güneşi görebilseydim gittiği yönü de görürdüm
Onu görmek istiyorum.
Onu zorlukla görebildim.
Bana resmi göster.
Neyin var, bana göster.
UFO görmek ister misin?
Şu an seni göremiyorum.
Lütfen yara izini gösterin.
Biz orada bir kilise görebiliriz.
Seni bir daha hiç görmek istemiyorum.
Seni görmek güzel.
Lütfen bana ehliyetini göster.
Asla güldüğünü görmedim.
Önümüzdeki pazartesi seni görebilecek miyim?
Tom Mary'nin bunu yaptığını gördü.
Lütfen yarayı gösterin.
Şimdi gördüğümüz her şey
Görmek için çok güzel bir şey.
başkalarını da görüyorsunuz:
Filler zar zor görebiliyor.
Karbondioksit seviyesinde yükselme görüyoruz,
Radarın ana kayaları görüntülemesinin nedeni
Tom'un tenis oynadığını gördüm.
Sokakları görmek istiyorum.
Onu görmem gerekiyor. " Ne için? "
Sağlık sigortası belgeni görmeme izin ver.