Examples of using "Kans" in a sentence and their turkish translations:
Sık dişini.
Hiç şansın yok.
Bana bir şans ver.
Bana bir şans ver.
Senin bir şansın var.
Bana bir şans ver.
Senin şansın yok.
...kurt fırsatı değerlendiriyor.
Bu inanılmaz fırsatı kaçırmayın.
Bu senin tek şansın.
Bu son şans.
Bu senin yegâne imkâniyetin.
Barışa bir şans verin.
Tom'a bir şans verdim.
Bu benim tek şansım.
Bu fırsatı kaçırmamalıyım.
Lütfen Tom'a bir şans ver.
Bu iyi bir fırsat.
Bana ikinci bir şans ver.
- Herkes ikinci bir şansı hak eder.
- Herkes ikinci bir şansı hak ediyor.
Bana bir şans daha ver.
Sana bir şans daha vereceğim.
Performans sonrasında performans öncesine göre
Av indirmek için en iyi şansı.
Lütfen bana bir şans daha verin.
Tom'a bir şans daha vereceğim.
Tom'a bir şans daha verdim.
Sana ikinci bir şans veriyorum.
- Sana son bir şans veriyorum.
- Sana son bir fırsat veriyorum.
Bu bizim tek şansımız olabilir.
Lütfen bana ikinci bir şans ver.
Ona başka bir şans verdim.
Tom'a bir şans vermek zorundayız.
Başarı için biraz şans var.
Ben bir fırsat gördüm ve onu aldım.
İyi bir başarı şansı var.
- Büyük ihtimalle kazanacak.
- Onun kazanma şansı yüksek.
Bu şekilde ısırılma ihtimalim daha az,
Aslanlara fırsat doğdu.
Prezervatifler gebelik şansını büyük ölçüde azaltır.
iletişim fırsatlarını sınırlamak için,
Tom'a bir şans daha verelim.
Mary sana bir şans daha verecek.
Sana ikinci bir fırsat vermek istiyorum.
Tom'a bir şans vermemiz gerek.
büyük felaketleri önleme şansına sahip olabilir.
Çabucak karar vermezsen, fırsat kaybedilecek.
Onun çok az iyileşme umudu var.
Her şeyin bir var olma şansı yoktur.
Onun iyi bir seçilme şansı var.
Onun eskisi gibi olması için çok az umut var.
Peki faydalı sonuç şansını nasıl artırırsınız?
Kaynak, yiyecek bulmak ve susuz kalmamak için en iyi şansınız,
insanoğlunun karşısına çıkabilecek en büyük fırsat.
Sahip olduğu her fırsattan yararlandı.
Seçilme şansı yüksek.
Büyük olasılıkla hangi takım kazanacak?
Tembel insanların başarı şansı yoktur.
Tom'un seçimi kazanma şansı yüksek.
- Geç kalabiliriz.
- Gecikebiliriz.
- Gecikme ihtimalimiz var.
Oynamak için hiç şansımız olmadı.
Ama fırsatımı kaybettiğimin farkındaydım.
uçak kazası can kaybı riski %99 daha az,
iş kazası can kaybı riski %95 daha az,
Bence tüm çabalara, koruma çabalarına rağmen yüksek olasılıkla
Dolunay ve dolunaya yakın gecelerde en çok şansa sahip.
Bu kadar büyük bir aileyi bir arada tutan bağları da sağlamlaştırmak gerek.
...yeni teknolojiler... ...nadiren görülen yaratıkları ve gizli dramları...
- Sanırım Tom'a bir şans vermelisin.
- Bence Tom'a bir şans vermelisin.
- Tom'a bir şans vermen gerektiğini düşünüyorum.
- Bana kalırsa Tom'a bir şans vermelisin.
Bu mükemmel bir fırsattı.
Açık havada daha fazla zaman harcayan çocukların miyop riski daha düşüktür.
Tom'la konuşma fırsatın oldu mu?
Yarın yağmur yağacağına dair yüksek bir olasılık var.
Tom'un bir kazanma şansı olduğunu düşünüyor musun?
Fırsatın olsa Boston'a gider misin?
Hangi seçenek panzehri yenilememiz için bize en iyi şansı verir?
İlk izlenim oluşturmak için sadece bir şansınız vardır
Ama bu gece Ay parlak. O yüzden flamingoların şansı var.
Tom'la hiç vedalaşma şansım olmadı.
Tom onu doğru yapmak için sadece bir şansa sahip olacak.
Yarın biz yağış ihtimali olan değişken bir hava bekliyoruz.
Fırsatım varken Tom'a sormalıydım.
Sence bunun olacağına dair bir şans var mı?
peki bu madenden çıkmak için hangi yolu kullanmalıyız?
Bir kez daha deneyeceğim, bir kere daha kovalamaya çalışacağım.
kaldırımda araba çarpması riski %88 daha az,
kuraklık, sel, yangın, fırtına, volkan,
Onunla tanışma fırsatını kaçırdığım için üzgünüm.
Evet, bir yıldırım çarpması sonucu can kaybı riski de %97 daha az.
Tecrübesini konuşturarak bir av indirmesi en büyük ümitleri.
Karanlık çökünce... ...fokların görülmeden geçme şansının artması gerekir.
Kendimi ona tanıtmak için şansım yoktu.