Translation of "Kust" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Kust" in a sentence and their turkish translations:

Pessimisten kust men niet.

Kimse bir kötümserle öpüşmek istemiyor.

Is de kust veilig?

Sahil açık mı?

Voor de kust van Northumbria.

, Northumbria kıyılarında gemi enkazına

De zeemacht verdedigt onze kust.

Donanma bizim deniz kıyımızı savunur.

Als we leven langs de kust,

Eğer kıyı kesimlerinde yaşıyorsak

Ik wil dat je me kust.

Beni öpmeni istiyorum.

Zij verkoopt zeeschelpen aan de kust.

O, sahilde deniz kabukları satar.

...en ver de kust op te gaan.

Böylece sahile çıkabilirler.

Aan de kust kunnen getijdenwisselingen immens zijn.

Gelgitlerin kıyılara etkisi çok büyük boyutlara varabilir.

- Hij bezocht de kust van Zuid-Amerika in 1499.
- Hij bezocht de Zuid-Amerikaanse kust in 1499.

1499 yılında Güney Amerika kıyısını ziyaret etti.

...en een bron van voedsel langs de kust.

ve kıyı boyunca yiyecek kaynakları da karşıma çıkabilir.

Maar als de helikopter naar de kust vliegt,

fakat bu helikopter kıyıya doğru uçuyor,

We gaan van de zomer naar de kust.

Biz yazın deniz kenarına gideriz.

Vanaf hier is het ongeveer drie kilometer naar de kust.

Buradan sahile yaklaşık üç kilometre.

De sterke muistroom sleepte Tom ver weg van de kust.

Güçlü bir rip akıntısı Tom'u kıyıdan uzaklaştırdı.

Bij helder weer is de kust van Estland zichtbaar vanaf Helsinki.

Açık havada, Estonya kıyısı Helsinki'den görülebilir.

Aan de Britse kust zit een garnaal van slechts vier centimeter gevangen.

Britanya kıyısında, boyu sadece dört santim olan bir teke kapana kısılmış.

De dappere ridder stapt naar voren en kust de dame de hand.

Cesur şövalye ileri adım atıp bayanın elini öper.

Aan de kust in Alaska... ...zwemmen zalmen de rivier op naar hun paaiplaats.

Alaska kıyılarında somonlar, nehrin üst taraflarındaki yumurtlama alanlarına yönelmiş.

Ik herinner me van mijn jeugd de kust, het intergetijdengebied en het kelpwoud.

Çocukluk anılarım, buranın kayalıklı kıyıları, gelgitleri ve yosun ormanlarıyla dolu.

Volgens Oud-Noorse sagen hadden ze een versterkte basis aan de Baltische kust, bij Jomsborg.

Eski İskandinav destanlarına göre, Baltık kıyısında Jomsborg'da müstahkem bir üsleri vardı.

Troepen op de kust te landen om afleidingsaanvallen uit te voeren; terwijl Napoleon steeds meer eenheden terugtrok

sahtekarlık amaçlı saldırılar yapmak için kıyıya asker çıkarmayı başardı ; Napolyon ise

- Ik zou graag met jou naar zee gaan.
- Ik zou graag met jou naar de kust gaan.

Seninle sahile gitmek istiyorum.

Ik had het opgegeven en wilde teruggaan naar de kust. Iets deed me een beetje naar links gaan.

Vazgeçmiştim, kıyıya dönüyordum. Bir şey, biraz sola dönmeme sebep oldu.