Examples of using "Zij" in a sentence and their turkish translations:
Onlar doktordur.
- O sakardır.
- O gariptir.
Onlar şarkıcıdır.
O İtalyanca anlıyor mu?
Onlara yardım edildi.
Koşuyor.
Onlar kazandı.
O bekliyor.
- Onlar kayar.
- Kayak yaparlar.
Çalışıyordu.
Onlar öpüştü.
Duş aldı.
Onlar koşar.
O şaşı bakıyor.
Şaşı bakıyorlar.
Onlar sigara içer.
O okuyordu.
O onu başlattı.
Ona mı?
O uyudu.
Havladı.
O dua etti.
O bizim öğretmenimiz.
Onlar Tom'a yardım ettiler.
O bir şarkıcı.
O bir kayak hocasıdır.
Bize yardım etti.
Bize yardım ettiler.
O, Tom'a yardımcı oldu.
O bana yardım etti.
Onlar hatalılar.
Onlar ona yardım etti.
Onlar ona yardım etti.
Onlar balık tutabilirler.
O, sigara içiyor.
O, ekmek satın aldı.
Onlar birlikte yemek yediler.
"Selamünaleyküm." "Ve aleykümselam."
- O senin annen mi?
- O annen mi?
O senin kraliçen.
O çok yetenekli.
Onun sana ihtiyacı var.
O, koyunu kırpıyor.
Onlar koyunları kırpıyorlar.
Onlar kucaklaştı.
- Onlar mutlular.
- Mutlular.
- Onlar mutlu.
O çiçek satar.
Birbirlerinden ayrılamazlar.
Onlar aktördür.
O Japonca konuşabilir.
Onlar koruma istediler.
Onlar Dan'ı görüyorlar.
Onun cildi kolayca yanar.
O mutludur.
Onlar TV izliyorlardı.
Hiçbir şey vermiyorlar.
O ne görür?
O, sana ihanet etti.
Roman yazar.
O ona yardımcı oldu.
Heyecanlı görünüyordu.
O, Rusça konuşabilir.
O Japondur.
O, çiçekleri topladı.
O biseksüel.
O güçlüdür.
Onlar Amerikalı mı?
O matematik eğitimi alıyor.
Onlar az kazanıyorlar.
- Onlar da geliyorlar mı?
- Onlar da mı geliyor?
- Onlar da geliyor mu?
Onlar Rus.
Onlar İspanyolca konuşurlar.
O piyano çalar.
- Dans etmek istiyor.
- O dans etmek istiyor.
O güzeldir.
- O tatmin olmuş mu?
- Memnun mu?
- O sigara içmiyor.
- O, sigara içmez.
- O, tütmez.
- O, duman tütmez.
Onlar bize yardım ederler.
Onun şarabı var.
Onların şarabı var.
- O ne istiyor?
- Ne istiyor?
O country müzikten nefret eder.
- O iyi.
- O iyidir.
O gelmek istiyor.