Translation of "Langs" in Turkish

0.013 sec.

Examples of using "Langs" in a sentence and their turkish translations:

Langs de deuren gaan.

Kapı kapı dolaşmak.

Een vos kwam langs.

Bir tilki birlikte geldi.

Kom bij me langs.

Beni görmeye gel.

Kort daarna komen officieren langs

Sonunda memurlar gelir ve evlerin kapılarını çalar,

Kom zeker morgen eens langs.

Yarın bizi görmeye gel.

We liepen langs de rivier.

Nehir boyunca yürüdük.

Hij wandelde langs de rivier.

O, nehir boyunca yürüdü.

Kom eens een keertje langs.

Bazen uğra.

Kom daarna bij me langs.

Daha sonra gelip beni gör.

- Ik moet vandaag langs de supermarkt gaan.
- Ik moet vandaag langs de supermarkt.

Bugün süpermarkete uğramam gerekiyor.

- Kom even langs om mij te zien alsjeblieft.
- Kom alsjeblieft even bij me langs.

- Lütfen beni görmek için geçerken uğra.
- Lütfen ziyaretime gel ve beni gör.

Als we leven langs de kust,

Eğer kıyı kesimlerinde yaşıyorsak

We liepen langzaam langs de weg.

Biz yol boyunca yavaşça yürüdük.

De weg loopt langs de rivier.

Yol nehri izler.

Ik kwam gisteren langs haar huis.

Dün evinin yanından geçtim.

Waar we langs gaan, is aan jou.

Buradan nereye gideceğimiz size bağlı.

Er loopt een rivier langs het huis.

Evin yanında bir nehir var.

Komt U toch bij ons langs morgen!

Bizi yarın ziyaret edin.

Er zijn twintig stations langs deze route.

- Bu güzergah boyunca 20 tane istasyon vardır.
- Bu rota boyunca 20 tane istasyon vardır.

Ik kom elke dag langs die kerk.

Her gün o kilisenin önünden geçerim.

Liet ik mijn vinger langs de woorden glijden.

kelimelerin altında parmağımı gezdirirdim

...en een bron van voedsel langs de kust.

ve kıyı boyunca yiyecek kaynakları da karşıma çıkabilir.

De kliffen beklimmen... ...of langs de kustlijn coasteeren?

Kayalıklara mı tırmanayım, kıyıdan mı dolaşayım?

De postbode komt om de drie dagen langs.

Postacı yaklaşık üç günde bir gelir.

Waarom gaan we niet even bij haar langs?

Onu görmek için niçin uğramıyoruz.

We wandelden langs de oevers van de Thames.

Thames'in kıyısında yürüdük.

Men heeft de bomen langs de weg omgehakt.

Yol kenarındaki ağaçlar kesilmişti.

Mijn oom die in Parijs woont kwam langs.

- Paris'te yaşayan amcam bizi görmeye geldi.
- Amcam, ki o Paris'te yaşar, bizi görmeye geldi.

Ludwig gaf haar een aai langs haar wang.

Ludwig onun yanağı boyunca sıvazladı.

Er zijn er heel veel langs de kustlijn hier.

Buradaki kıyıda bunlardan bir sürü var.

In 2016 kwam er opnieuw een ongewenste bezoeker langs.

2016'da bir davetsiz misafir daha var.

Ik kom morgenochtend langs om je op te halen.

Yarın sabah uğrayacağım ve seni alacağım.

Het wordt hier steiler. Daar zou ik niet langs gaan.

Bakın, burası dikleşiyor. O taraftan aşağı inmezdim.

...en jij bent degene die beslist waar we langs gaan.

ve buradan nereye gideceğimize karar verecek olan sizsiniz.

De schemering biedt hulp. Maar voetstappen echoën langs het ijs.

Karanlık gizlenmesini sağlıyor. Ama yere bastığında çıkan titreşimler buz denizinde yankılanıyor.

...op een migratie van 5000 kilometer langs de Amerikaanse westkust.

Amerika'nın batı kıyısından aşağıya 5.000 kilometrelik göç yolundalar.

En de manier waarop klimplanten langs de bomen omhoog klommen

Sarmaşıkların dallara sıkıca sarılarak

Ik vroeg hem langs te komen, maar hij kwam niet.

Ona ziyaret etmesi için yalvardım ama o gelmedi.

Tom en Mary plukten enkele wilde bloemen langs de rivier.

Tom ve Mary nehrin yanında birkaç kır çiçeği topladı.

Hij staarde langs me heen en keek gewoon naar de grond.

Sanki bana bakıyordu ama aslında yere bakıyordu.

Een zwart paard loopt langzaam langs de oever van het meer.

Siyah bir at gölün kıyısı boyunca yavaş yürüyor.

Ik probeer te vermijden na zonsondergang langs het kerkhof te lopen.

Ben karanlıktan sonra mezarlık tarafında yürümekten kaçınmaya çalışıyorum.

...is nog meer dan 16 km... ...in noordoostelijke richting langs deze kouderoute.

15 kilometre ileride, soğuk zincir güzergâhının kuzeydoğusunda.

Als ik haar was, zou ik hier langs gaan. Het wordt donker.

Onun yerinde olsaydım bu tarafa gelirdim. Hava kararıyor!

...en dan druppelt het gif langs de tanden... ...het glazen potje in.

ve böylece zehir, yılanın dişlerinden bu cam kavanoza akar.

...en dan druppelt het gif langs de tanden het glazen potje in.

ve böylece zehir, yılanın dişlerinden bu cam kavanoza akar.

Het is geen verhaal om alles langs de zonnige zijde te zien

Benim için, hikâye Polyannacılık oynamakla ilgili değil

Het was de eerste keer dat ik langs de Mogami-rivier wandelde.

Mogami Nehri boyunca yürüdüğüm ilk kezdi.

Ik ben gewoon langs gekomen om te zeggen dat het me spijt.

Sadece üzgün olduğumu söylemek için uğradım.

...en dan druppelt het gif langs de tanden het glazen potje in. Oké.

ve böylece zehir, yılanın dişlerinden bu cam kavanoza akar. Tamam.

...en dan druppelt het gif langs de tanden het glazen potje in. Oké.

ve böylece zehir, yılanın dişlerinden bu cam kavanoza akar. Tamam.

Het is een meeslepende, boeiende en prachtig gefilmde reis langs de Nijl, waarin de

. Nil boyunca sürükleyici, ilgi çekici ve güzelce filme alınmış bir yolculuk

Toen Tom langs het huis van Maria reed, viel hem op dat het licht nog aan was.

Tom, Mary'nin evine gittiğinde, ışıkların hâlâ açık olduğunu fark etti.