Translation of "Grijpen" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Grijpen" in a sentence and their turkish translations:

Laten we ze grijpen.

Bu şansı değerlendirelim.

Ik moet deze kans grijpen.

Bu fırsatı kaçırmamalıyım.

Deze driepootachtige klauwen grijpen zich in huid vast...

Bu üçayak benzeri pençeler deriye tutunur ve yapışır,

Toen er nog tijd was om in te grijpen.

bir şey yapmadınız diye sorarlar.

En lieten na om op tijd in te grijpen.

Zamanında müdahale de edemeyince

Hij strekte zijn arm om het boek te grijpen.

O, kitabı almak için kolunu uzattı.

...grijpen deze pedicellariae je huid en injecteren ze een heel sterk gif.

pediseller derinize yapışıp çok güçlü bir zehir bırakır.

We zouden niet naar wapens moeten grijpen om internationale geschillen op te lossen.

Uluslararası anlaşmazlıkları çözmek için silahlara başvurmamalıyız.

Dus je wilt dat ik deze ratelslang vang door hem bij de staart te grijpen?

Çıngıraklı yılanı kuyruğundan tutarak yakalamamı istiyorsunuz demek?

Dus je wilt dat ik deze ratelslang vang... ...door hem bij de staart te grijpen?

Çıngıraklı yılanı kuyruğundan tutarak yakalamamı istiyorsunuz demek?

...dat omklapte en terwijl het viel... ...wilde ik het grijpen om te voorkomen dat het viel...

elim çarptı, denizkestanesi kaydı, yere düşmesin diye elimle yakaladım,

...en krijgen geld om dit soort dingen te doen... ...ze grijpen elke kans die ze kunnen krijgen.

böyle bir şey yapmaları için para teklif ediliyor, onlar da bu fırsatı değerlendiriyorlar.