Examples of using "Lieten" in a sentence and their turkish translations:
Tom'u geride bıraktılar.
Gitmeme izin verdiler.
Beni yalnız bıraktılar.
. Anglo-Saksonlar onları serbest bıraktı.
Onlar bir balon uçurdular.
siyah ailelerin de yüzmesine izin vermek yerine
Biz Tom'a duvarı boyattık.
Onlar sahneyi ağır çekimle gösterdiler.
- Duvarı ona boyattık.
- Duvarı ona badanalattık.
Onlar bizi bütün gün çalıştırdı.
Plajda fotoğrafımızı çektirdik.
Bu şekilde bir konuşma sizi nasıl hisettirdi?
Zamanında müdahale de edemeyince
Sonuçlar risk almaya alışmanın gerçekten de ergenin duygusal
Biz ona Alpler'in bazı resimlerini gösterdik.
Şartlar benim yurt dışına gitmeme izin vermedi.
Bizi korkuttun.