Examples of using "Vast" in a sentence and their turkish translations:
O sıkışmış.
Sıkıştın mı?
- Ben sıkıştım.
- Ben çıkmazdayım.
Bunu tut.
Buz katıdır.
- Sami bugün oruçlu.
- Sami bugün oruç tutuyor.
Tamam, sıkı bir şekilde bağladık.
Fermuar sıkıştı.
Karar kesindir.
Katı suya buz denir.
Buraya saplandım.
O ona bağlandı.
Emniyet kemerini bağla.
İpi tut.
Sıkışmış bir şey var.
Evet, oradaki küçük yarığa sıkıştı. Pekâlâ, bunu bağlayalım. İşte.
- Ben bir trafik sıkışıklığında sıkıştım.
- Trafik sıkışıklığında sıkıştım.
Onlar tuzağa düşürülmüş.
Bu gittikten sonra mecbur kalacağız.
Hazır olsanız iyi olur!
İşte bu yüzden sıkışıp kalmışız.
Ama artık başladık.
görüntü yakalamaya çalışmak...
Babana tutun!
Tom, Avustralyalı olmalı.
Muhtemelen çok sıkılmışsın.
Onlar el ele tutuştular.
Onlar meşgul olmalı.
Tom muhtemelen aç olacak.
Ayakkabılarını bağla.
...ve onunla başını yakalarız.
Örümcek ağlarına takıldı.
Bence hissettiklerimi anlıyorsunuz.
Çünkü sabit bir program yok. Ve...
Şu anda bildiğim şey, kararlı olduğum.
Süt dondu ve katılaştı.
Niçin ellerimi tutuyorsun?
Onu her İki elinizle tutun.
O, elimden sıkıca tuttu.
Bir nefes alın ve onu tutun.
Tom tuzağa düşürüldü.
Tom geçmişte saplanıp kalmış.
Tom tuzağa düşmüş.
Ben tuzağa düştüm.
Açlıktan ölüyor olmalısın.
Ben bir trafik sıkışıklığına yakalandım.
Bebeği çok dikkatli tut.
Sıkı tut.
O, kolumu sımsıkı tuttu.
Ben çamurda sıkıştım.
Tamam, şimdi bu Ölü Adam Çapası'na kendimizi bağladık.
Burada tutunarak güç kaybediyorum.
Ben de ona sımsıkı tutundum.
Xueyou bir Çin haritası tutuyor.
İpi ağaca bağla.
Vazoyu iki elinle tut.
Kedim ağaçta sıkıştı.
Ben oruç tutuyorum.
Toplantı için bir tarih tespit et.
Bana sıkı sarıl.
Bütün bunların bir yanlış anlama olduğuna eminim.
Araba çamura saplandı.
Tom, Mary'yi sandelyeye bağladı.
ve solunum sisteminin parçalarını yerine sabitleyip
Bu üçayak benzeri pençeler deriye tutunur ve yapışır,
Hadi bakalım. Sopamız burada, onu yakalamalıyız.
yapıştırdı.
Tamam, bu halatı bağlayıp hazırlanalım.
hızla yanıma geldi ve bana tutundu.
O resimde elimi tutuyorsun.
Onlar seni bekliyor olmalılar.
Bilgisayarım dondu.
Ne olduğunu duyduğuna eminim.
Kapıyı tutun.
Tom muhtemelen kabul edecek.
Tom ve Mary bir kar fırtınası tarafından kapana kısıldılar.
Tom çamurda sıkıştı.
- Aralarında ilişki kurmak olanaksız.
- Aralarında bağlantı kurmak olanaksız.
- İpe sapa gelmez.
- Bir anlam vermek mümkün değil.
Tom ceketine bir düğme dikti.
İyi haber şu ki bu, biyolojik olarak değişmez bir şey değil.
Biraz paraşüt ipiyle onu bağlayabilirsiniz.
Hadi bakalım. Sopamız burada, onu yakalamalıyız. Tamamdır!
Sanırım çoğunuz benim gibi hissediyor, değil mi?
böylelikle bu kısa ilham anını saklayabiliyorum.
Güvenli bir gelir benim için önemli bir şeydir.