Examples of using "Hij" in a sentence and their turkish translations:
- O her şeyi bildiğini düşünüyor.
- O her şeyi bildiğini sanıyor.
- Sanki her şeyi biliyormuş gibi konuşur.
- Sanki her şeyi biliyormuş gibi konuşuyor.
- Sanki her şeyi biliyor gibi konuşuyor.
- Her şeyi biliyormuş gibi konuşur.
- O her şeyi biliyormuş gibi konuşuyor.
O hile yapıyordu.
Açıkça konuşur.
O gözlerini kısarak baktı.
O kıkır kıkır güldü.
O cevap vermeden önce duraksadı.
O öksürdü.
O göz kırptı.
O gitti.
O sebze satar.
Bunu yaptığını inkar ediyor.
O onu öldürdü.
Geleceğini söyledi ve geldi.
O bizzat geldi.
O istifa etti.
O kabul etti.
O, eve vardığında bitkindi.
O doyuncaya kadar yer.
Sanki her şeyi biliyor gibi konuşuyor.
O, sana ihanet etti.
O naziktir.
O eşcinsel olmuş numarası yapıyor.
O, telefonu kapattı.
O şekerleme yaptı.
O senaryolar yazar.
O orada oynuyor.
O gelmeyeceğini söylüyor.
O Çince eğitimi görüyor.
O gelebilir.
O, muhtemelen uyuyor.
O, fakir olduğunu söyledi.
O, hızla yürüdü.
Onun geleceğinden emin.
İstediğini yapabilir!
- Başı ağrıyordu.
- Onun başı ağrıyordu.
O yakalandı.
Dinlemiyormuş gibi davrandı.
- O intikam aldı.
- İntikâmını aldı.
O bir öğretmen.
- O, ayağa kalktı.
- Ayağa kalktı.
O ilaç satın alır.
- O geleceğini söyledi.
- Geleceğini söyledi.
O örümceklerden nefret ediyor.
Onun parası var.
- O nerededir?
- O nerede?
O hastaymış gibi davrandı.
O yaşlanıyor.
Ona sarıldı.
- O uzun mu?
- O uzun boylu mu?
Çok öfkelendi.
Öfkelendi.
- O öldü.
- Öldü.
O tedirgin oldu.
O, yalan söylediğini itiraf etti.
O, piyanoyu çalabilir.
O ölmeli.
O bunun hepsini bildiğini düşünüyor.
Eğer zamanı olursa, o gelir.
O, onu yapabileceğini söyledi.
Beni fark etmemiş gibi davranıyordu.
der ki;
O peltek konuşur.
O, uyuyor mu?
O dener.
O düşüyor.
O sessiz kaldı.
O gülümsedi.
İçiyordu.
O koştu.
Koşuyor.
O, hızlandı.
O kayboldu.
O, nefes alıyor mu?
O uyuyor.
O okuyor.
Geldi.
O, ayakta duruyordu.
Çok uzağa gitti.
O öğle yemeği yiyor.
O yazıyor.
- O yalan söylüyor.
- O, yalan söylüyor.
O, ağlıyordu.
Yer.
O konuştu.