Examples of using "Sterk" in a sentence and their turkish translations:
O güçlüdür.
O, çok hızlı.
arttığını tanımlıyorlar.
Kuvvetli bir kişilik anlayışı,
Onlar güçlü.
O güçlüdür.
Tom güçlü.
Güçlüydüm.
Ben güçlüyüm.
Siz beyler serttiniz.
iklimin etkilerini belirgin biçimde düşürebilir.
Ama oldukça güçlü bir kokusu var.
Rüzgâr çok güçlü.
Süt bizi güçlendirir.
O çiçeğin güçlü bir kokusu var.
Bir öküz kadar güçlü.
Bu kadınlar güçlü.
Bir aslan güçlüdür.
Tom güçlü, değil mi?
Dün şiddetli yağmur vardı.
O adam güçlü.
Tom son derece güçlü.
Hava çok serinledi.
Güçlü liderlik gerekliydi
Kendimi güçlü hissediyorum.
- O güçlü görünüyor.
- O güçlü gözüküyor.
O kısadır fakat o güçlüdür.
Tom uzun boylu ve güçlü.
Tom oldukça güçlü, değil mi?
Onun güçlü bir karakteri var.
- Bu kahve gerçekten sert.
- Bu kahve çok koyu.
Bu viski aşırı sert.
Tom güçlü bir çocuk.
Yeterince güçlü değildim.
Bu bekçi çok güçlü.
Bu ip çok sert.
Taro güçlü bir sorumluluk duygusuna sahiptir.
Beyzbol takımımız çok güçlüdür.
Tom güçlü görünüyor.
Tom'un güçlü bir sorumluluk duygusu var.
Ben senin kadar güçlüyüm.
O, önceki kadar güçlü değil.
Buradayken güçlü olmalısınız.
İkimiz de hâlen güçlüyüz.
Erkek kardeşim küçük ama güçlüdür.
Arabam yeterince güçlü değil.
Onlar bizim kadar güçlüler.
kanıtlar gibi doğrulanabilir kanıtlarla denetlemek.
Neden kahveyi koyu seviyorsun?
Hava çok rüzgarlı idi.
O, bir at kadar güçlü.
Prezervatifler gebelik şansını büyük ölçüde azaltır.
Onun Allah'a inancı çok sağlam.
Tom'un yeterince güçlü olduğunu düşünüyor musun?
Tom bir öküz kadar güçlü.
Bu oğlanın güçlü ve sağlıklı bir vücudu var.
Scolopendra subspinipes hızlı, güçlü ve vahşidir.
ve yeterince sağlam olup olmadığını bilmiyorum.
Ayrıca büyük bir aciliyet var.
On yıl içinde şehrimiz çok değişecek.
Benim iki katım kadar güçlüsün.
- Yaşlı ama kuvvetli.
- Çok yaşlı olmasına rağmen, güçlü birisi.
Güçlü birtakım olduğumuzu düşünüyorum.
İngilizce ağır biçimde Latinleşmiş bir Cermen dilidir.
İlk yudumu tükürmek lazım. Çok serttir.
Adanın sakinleri büyük ve güçlüdür.
Onu kaldırmak için yeterince güçlüdür.
Onu yapmamanı şiddetle tavsiye ediyorum.
Onu şimdi yapmak için yeterince güçlüyüm.
Birini güçlendiren şey diğerini öldürür.
Komünizm korkusu, o zamanlar çok güçlüydü.
Bir zincir ancak en zayıf halkası kadar kuvvetlidir.
"Kötü" kelimesi o hissi anlatmaya yetmez.
rıza düşüncesi seksle oldukça bağlantılı
Çenesi o kadar kuvvetlidir ki kemiği ezip geçebilir.
O iyi bir çocuk ve o çok güçlü.
Demli ve koyu kahvemi sevme tarzımdır.
Leyla nehri yüzerek geçecek kadar güçlüydü.
Tilki olsaydı, gerçekten çok güçlü bir kokusu olurdu.
Güçlü, zehri çok kuvvetli. Bulaşılacak bir şey değil.
pediseller derinize yapışıp çok güçlü bir zehir bırakır.