Translation of "Bord" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Bord" in a sentence and their turkish translations:

Het bord is smerig.

Tabak kirli.

Breng mij een proper bord en neem het vuile bord weg.

Bana temiz bir tabak getir ve bu kirli tabağı alıp götür.

Ik heb geen bord nodig.

Bir tabağa ihtiyacım yok.

Iemand heeft dit bord gebroken.

Biri bu tabağı kırdı.

Wie heeft het bord gebroken?

Tabağı kim kırdı?

Onze leerkracht komt naar het bord.

Öğretmenimiz tahtaya çıktı.

Het bord is van plastic gemaakt.

Tabak plastikten yapılmıştır.

Ik heb het bord niet gezien.

İşareti görmedim.

Tom schreef zijn naam op het bord.

Tom tahtaya adını yazdı.

Ze verzamelde de stukken van het gebroken bord.

Kırılan tabağın parçalarını topladı.

Ze houdt van de tekening op het bord.

Tabak üzerindeki deseni seviyor.

Tom staarde naar het eten op zijn bord.

Tom tabağında duran yemeğe baktı.

Laat ons even herhalen: beker, bord, mes, vork, lepel, theelepeltje.

Tekrarlayalım: bardak, tabak, bıçak, çatal, kaşık, çay kaşığı.

Schep niet zo veel in uw bord! Ge kunt altijd nog bijnemen!

Tabağınıza çok fazla koymayın! Her zaman ikincisini yiyebilirsiniz.

- Ik kan dat bord niet lezen.
- Ik kan dat teken niet lezen.

O işareti okuyamıyorum.

Als je binnen drie minuten je bord niet leeg hebt, krijg je geen toetje.

Tabağını üç dakika içinde bitirmezsen tatlı almayacaksın.

- Tom maakte een foto van het schoolbord met zijn smartphone.
- Tom maakte een foto van het bord met zijn telefoon.

Tom akıllı telefonu ile tahtanını bir resmini çekti.