Examples of using "Gebroken" in a sentence and their turkish translations:
Kırılmışlar.
O sözünü tutmadı.
bir bütün veya kırılmış;
- Onun kalbi kırıktır.
- Onun kalbi kırık.
Benim tırnağım kırıldı.
Bunu kim kırdı?
Kalbim kırılmıştı.
Onu kim kırdı?
Yumurtalar kırılmış.
Onun boynu kırılmış.
Komşumuzun bir kaburgası kırıldı.
Arabanın bozuk bir kuyruk lambası var.
Kuralı bozdun.
Onun kalbi kırıktı.
Ben bacağımı kırdım.
Ben kolumu kırdım.
Bileğim kırıldı.
Yasayı çiğnedin.
Şiseyi kim kırdı?
Telefonumu kırdım.
O, sol kolunu kırdı.
Tırnağımı kırdım.
Vazoyu kim kırdı?
Biri pencereyi kırdı.
Ben sağ bacağımı kırdım.
Ne kadar şanslısın! Kırılmış bir şey yok.
Sözünü tutmadı.
Benim kırık bir tırnağım var.
Ben bir bardak kırdım.
Onun kırık bacağını tedavi etti.
George kırık kalpli idi.
Kırık bir ayna kötü şans getirir.
Ben kolumu kırdım.
Biri bu tabağı kırdı.
Bu camı kim kırdı?
Tabağı kim kırdı?
Sen kolunu kırdın.
Üç kaburgayı kırdım.
Parmağımı kırdım.
Ayak parmağımı kırdım.
Tom'un kolu kırık.
Kuşun kanadı kırıldı.
ve kılıcını kırdılar.
özgür demokrasi kırılmış.
Anlaşılan yeminini bozmuş.
Nihayet kırık bacağı iyileşti.
- Tom bilerek pencereyi kırdı.
- Tom pencereyi kasten kırdı.
Tom sözünü bozmadı.
Bardak parçalara ayrıldı.
Röntgen filminde iki kırık parmak görünüyordu.
Lambayı kırdın mı, Tom?
Her iki bacağımı da kırdım.
Her iki kolumu da kırdım.
Serin olsalar da yağmalanmış ve kırılmışlar.
ve şiddetle parçalanmış bir uyku yapısı görürüz.
Yıllarca bir Noel süsünü kırmadım.
Kayak yaparken bacağımı kırdım.
Mary "sen benim kalbimi kırdın" dedi.
Kurallar ihlal edilmek için yapılırlar.
Şişem kırıldı.
Kutudaki bütün yumurtalar kırıldı.
Balık akvaryumunu kim kırabilirdi?
Bu kırık vazo tamir edilemez.
- Sakarlık yüzünden bir vazo kırdı.
- Beceriksizlik yüzünden bir vazo kırdı.
Camı kim kırdı? Gerçeği söyle.
Kırılan tabağın parçalarını topladı.
Kayak yaparken bacağımı kırdım.
Sanırım kolumu kırdım.
Sanırım kolumu kırdım.
Tom düştü ve kolunu kırdı.
Sanırım bacağımı kırdım.
- Kırık bir camla kendimi kestim.
- Kırık bir bardakla kendimi kestim.
Onu kıran ben değildim.
Kolunu kırdın.
Onu kırmadım.
Ayağımı kırdığımdan beri koltuk değnekleriyle yürüyorum.
Antika lambanı kırdığım için üzgünüm.
Pencereyi kıranın Tom olduğunu sanıyorum.
Bir kaza geçirdi ve bacağını kırdı.
Onun camı kıran adam olduğunu düşünüyor musun?
O kasıtlı olarak pencereyi kırdı.
Camı kırdığı için onu cezalandırmayın. O suçlanmayacak.
Maalesef, o, kazada bacağını kırdı.
Sanırım camı kıran Tom olmalı.