Translation of "وقف" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "وقف" in a sentence and their turkish translations:

وقف سيارته خلف البناء.

O, arabasını binanın arkasına parketti.

وقف على حافة الجرف.

O, uçurumun kenarında durdu.

وقف سامي أمام النّافذة.

- Sami pencerenin önünde durdu.
- Sami pencerenin önünde dayanıyordu.

وقف وأعلن بأنه ارتكب خطأ

ayağa kalktı ve bir yanlış yaptığını,

ولكن بعد ذلك، وقف سيجيسموند.

Ama sonra Sigismund ayağa kalktı.

وقف و إصبعه في فمه.

O parmağı ağzında durdu.

إذا استطعنا وقف فقدان الغابات حول العالم،

Dünyadaki orman kaybını durdurabilirsek

- وقف وراء الباب.
- كان يقف وراء الباب.

O, kapının arkasında duruyordu.

وقف "توم" على رجليه وخرج من الغرفة.

Tom ayağa kalktı ve odadan çıktı.

وقف أمام السبورة السوداء، يكتب "انظر للحصان يا علي".

Kara tahtanın başına geçmiş ‘Ali ata bak’ yazıyor.

وعندما وقف، قال، "أيتها القاضية، لقد عدت إلى المحكمة

Ayağa kalktığında "Hakim hanım, mahkemeye döndüm

شاملة تدعم اتفاق وقف اطلاق النار بالكامل. وتعيد لملمة

ateşkes anlaşmasını tam olarak destekleyen kapsamlı bir ulusal uzlaşma sürecine öncülük edecek

أرسل آخر احتياطيات له لمحاولة وقف هجوم بيبرس في الوسط

Son askerlerini Baybars'ı durdurmak için gönderince ortaya çıktı.

في هذه المرحلة، أراد بعض القادة المخضرمين من الإفرنج وقف التقدم،

Bu noktada, bazı eski Fransız komutanlar saldırıyı durdurmak,

- وقف سامي خارج غرفة المستشفى.
- كان سامي واقفا خارج غرفة المستشفى.

Sami hastane odasının dışında dayanıyordu.