Translation of "خطأ" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "خطأ" in a sentence and their turkish translations:

- خطأ.
- خطأ

- Yanlış.
- Hatalı.

إنه خطأ.

Yanlış.

السرقة خطأ.

Çalmak yanlıştır.

لم تسمع خطأ

Yanlış duymadınız

خطأ في الكتابة

yazı hatası

لقد كان خطأ.

Bu bir hataydı.

لماذا هذا خطأ؟

O niçin yanlıştır?

كان خطأ حاسوبيّ.

O bir bilgisayar hatasıydı.

انه خطأ ، توم

O yanlış, Tom.

لكن يبدو أنه خطأ.

Görünen o ki bu doğru değil.

أعتقد أن هذا خطأ.

Bence bu yanlış bir görüş.

‫كان هذا خطأ خطير.‬

Bu kritik bir hataydı.

وقد ارتكبتُ خطأ كبيرًا.

Ben kocaman bir hata yaptım.

ليس هناك أي خطأ.

- Hata yok.
- Hiçbir hata yok.

توجد خطأ في الجملة.

Cümlede bir hata var.

ارتكب توم خطأ" ما.

Tom yanlış bir şey yaptı.

ارتكب توم خطأ شنيعا.

Tom büyük bir hata yaptı.

كان سامي على خطأ.

- Sami hatalıydı.
- Sami haksızdı.

العنصرية خطأ؛ العنصريون أشخاص سيئون.

ırkçılık yanlış, ırkçılar kötü insanlar.

وقف وأعلن بأنه ارتكب خطأ

ayağa kalktı ve bir yanlış yaptığını,

لدغت من قبل خطأ ريادي.

girişimcilik böceği tarafından ısırıldım.

لأن هناك شيء معروف خطأ

orada çünkü yanlış bilinen bir şey var

فلقد اعتقدت بأن خطأ ما يلازمني.

bende bir terslik olduğunu düşündüm.

لذلك ليس هناك خطأ في ذلك

demek ki ortada yanlış olan bir şey yok

من الواضحِ أنه أرتكب خطأ كبيراً.

Onun büyük bir hata yaptığı açık.

خطأ معلوم خيرٌ من حق مجهول.

Bilinen bir hata bilinmeyen bir gerçekten daha iyidir.

آمل ألا ترتكب نفس خطأ توم.

Umarım Tom gibi aynı hatayı yapmayacaksın.

من قال ذلك؟ إنه خطأ تمامًا!

Kim bunu söyledi? Tamamen yanlış.

‫ويرتكب خطأ بترك نباتات شقائق النعمان هذه. ‬

anemonu bırakma hatasında bulundu.

ما حل بعمي لم يكن خطأ جدي وجدتي.

Amcamın başına gelen şey dedemin ve ninemin suçu değildi.

لم يكن بوسعي سوى الشعور بأنني سأرتكب خطأ

hayatımın böylesine önemli bir kısmını paylaşmamak

نصف هؤلاء الذين يُدعون خبراء سيكونون على خطأ

Bu uzman addedilenlerin yarısı hatalı çıkacak.

وهذا لا يعني أنهم كانوا على صواب أو خطأ،

Haklı olup olmadıkları anlamında değil

بينما يقنع الناس أنفسهم أنهم لا يرتكبون أي خطأ.

50 yıllık ırkçı yasayı mümkün kılan bir inkâr.

هذا الرجل يتحدث بشكل سخيف ، هذا الرجل يتحدث خطأ

çok saçma konuşuyor, yanlış konuşuyor bu adam

وتنفيذها بلا عيب ... لأنه إذا حدث خطأ ما ، فلن

uygulaması gerekecekti ... çünkü bir şey ters giderse, astronotların

أظنّ أنّه يرتكب خطأ كبيرا في رفضه لهذا المنصب.

Sanırım işi reddederek büyük bir hata yapıyor.

قال مارك توين: "كل التعميمات خطأ، بما فيها هذه".

Mark Twain ", bu da dahil olmak üzere tüm genellemeler yanlış " dedi.

عليك أن تسلّم فرضك المنزلي يوم الخميس بدون خطأ.

Ev ödevini Perşembeye kadar mutlaka teslim etmelisin.

في لماذا نحن على خطأ عندما نعتقد أننا على حق.

yanılmış olduğumuza dair harika bir seyrin tadını çıkarmanızı diliyorum.

"أتعلم، هنالك خطأ ما في اختبار تحديد المستوى الخاص بك.

"Seviye tespit sınavın ile ilgili hatalı bir şey var."

للتغلب على كل الأشياء التي قال الناس أنها خطأ بي.

sorunları aşmak için çalışabileceğim en sıkı şekilde çalıştım.

ما أريد أن أشرحه هنا ليس خطأ أو بر القرار

burada anlatmak istediğim şey kararın yanlışlığı veya doğruluğu değil

لأنه كان حقًا أحد الأشياء المعروفة خطأ في المجتمع PTT

Çünkü gerçekten toplumda yanlış bilinen şeylerden bir tanesiydi PTT

دفعته شرائح إلى اليسار ، وفي الغابة ، تبدو وكأنها خطأ كبير.

Sürücüsü sola ve ormana doğru büyük bir hata gibi göründü.

لا يجب على مدرّس أن يضحك على تلميذ ارتكب خطأ.

Bir öğretmen hata yapan bir öğrenciye gülmemeli.

لكن هذا لن يكون خطأ إذا قلنا الانتقام من الخفافيش على الناس

fakat bu durum yarasaların insanlardan intikamı dersek yanlış olmaz