Translation of "فقدان" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "فقدان" in a sentence and their turkish translations:

ولقد توفي من فقدان الدم.

o da kan kaybından öldü, dedi bitti.

من نقص أو فقدان الصحبة

arkadaşlık eksikliği veya kaybında oluşur.

لأنني أخشى من فقدان مسيرتي المهنية.

Çünkü kariyerimi kaybetmekten korkarım.

لأنني أخشى من فقدان المساحة الآمنة،

Çünkü güvenli alanımı kaybetmekten korkarım,

إذا استطعنا وقف فقدان الغابات حول العالم،

Dünyadaki orman kaybını durdurabilirsek

فأنت تعرف ألم فقدان مكان عشت فيه طيلة حياتك

hikâyenizi taşıyan yeri kaybetmenin verdiği ızdırabı bilirsiniz.

وهذا لا يقتصر فقط على فقدان القدرة على الحركة والإحساس.

Bu sadece duygu ve hareket kaybı değil.

- تمّ التّبليغ على فقدان فاضل.
- اعتُبر سامي في عداد المفقودين.

Fadıl'ın kayıp olduğu bildirildi.

‫ولكن إذا كانت المزارع القائمة تنتج ما يكفي من الغذاء ،‬ ‫فإن احتمال فقدان الغابات أقل.‬

ve bu da orman tahribine dayalı salınımlara neden oluyor.

لكل شخص الحق في مستوى من المعيشة كاف للمحافظة على الصحة والرفاهية له ولأسرته، ويتضمن ذلك التغذية والملبس والمسكن والعناية الطبية وكذلك الخدمات الاجتماعية اللازمة، وله الحق في تأمين معيشته في حالات البطالة والمرض والعجز والترمل والشيخوخة وغير ذلك من فقدان وسائل العيش نتيجة لظروف خارجة عن إرادته.

Her şahsın, gerek kendisi gerekse ailesi için, yiyecek, giyim, mesken, tıbbi bakım, gerekli sosyal hizmetler dahil olmak üzere sağlığı ve refahını temin edecek uygun bir hayat seviyesine ve işsizlik, hastalık, sakatlık, dulluk, ihtiyarlık veya geçim imkânlarından iradesi dışında mahrum bırakacak diğer hallerde güvenliğe hakkı vardır.