Translation of "حول" in Turkish

0.037 sec.

Examples of using "حول" in a sentence and their turkish translations:

‫حول الكوكب،‬

Dünya'nın dört bir yanında

حول القمر.

.

وتجولت حول الحي.

ve etrafta pedal çevirdim.

علقها حول رقبتها

Böyle asıyordu boynuna

لساعات حول العش

yuvanın etrafında saatlerce

سافرت حول العالم.

O, tüm dünyayı gezdi.

لنتحدث حول السعادة.

Mutluluk hakkında konuşalım.

- بنى سِياجاً حول بيته.
- بنى سِياجاً خشبياً حول بيته.

O, evinin etrafında bir çit inşa etti.

وكنت أسافر حول العالم.

ve dünyayı dolaşmaya başladım.

في الجامعات حول العالَم،

ekonomi üzerine son araştırmalar,

انتشرت الصور حول العالم،

Fotoğraflar tüm dünyaya yayıldı,

حول شعورهم وبم يفكرون

ne hissettikleri ve ne düşündükleri konusunda

حول كيف يأتي الأطفال.

bütün ana babaların ödü kopar.

وحبل مربوط حول وسطها.

sarkaçlı dolap saatine benziyor.

أو حول الملاعب الأولمبية.

Olimpiyat stadyumlarını düşünelim.

حول العالم، تبني المدن

Dünya genelinde, muazzam kaynaklarla

تدور فكرته حول الارتقاء.

Bu ise havayla ilgili.

تتحدث هراء حول العالم

saçmalıyorsun dünya tabikide yuvarlak

تدور الأرض حول الشمس.

Dünya güneşin etrafında döner.

سنتحدث حول ذلك غداً.

Yarın onun hakkında konuşacağız.

بنوا سياجاً حول المزرعة.

Çiftliğin etrafını bir çitle çevirdiler.

الأرض تدور حول الشمس.

Dünya, Güneş'in etrafında döner.

هناك سياج حول المنزل.

Evin etrafında bir çit var.

جلس المخيّمون حول النّار.

Kampçılar ateşin etrafında oturdu.

كنت أسير حول المدرسة.

Okulun etrafında yürüyordum.

بكلماتك المميزة حول تأكيد الذات.

size meydan okumak istiyorum.

ووسط حماسة الجميع حول الخطة،

ve herkes plan için o kadar heyecanlı ki

الجيد حول هذه الاستراتيجية الناجحة

Bu çok başarılı stratejinin iyi yanı

وتوقعاتنا حول الرجال في المجتمع

beklediğimiz şeylerde bir yanlış vardır.

افتتحت قنوات جديدة حول العالم

ve dünyaya dair o kadar yeni kanallar açıldı,

والعديد من الدول حول العالم.

ve dünyanın dört bir yanındaki birçok milletle iyi ilişkilerimiz oldu.

لديهم مسيرات نساء حول العالم.

Dünyanın her yerinde Kadın Yürüyüşleri yapıldı.

في جولة سماعية حول الكون،

onları evrenimizin işitsel turuna çıkarıyorum,

ذاك الكوكب حول (بروكسيما سينتاوري)،

Proxima Centauri çevresindeki gezegen,

عملى أخذني بجولة حول العالم،

İşim gereği dünyanın her tarafına gittim

لاختراق طريقنا حول التجربة البشرية.

etrafından dolanmayı bırakalım.

يمكنك أن تكون حول المنزل

evin sadece etrafında olabilirsin

هناك شخص ستقول هذا حول

bunu mutlaka etrafınızda söyleyeceğiniz birisi vardır

تجول السياح حول المحلات التجارية .

Turistler dükkanların etrafında dolaştı.

لا يوجد أسئلة حول هذا!

Bunun hakkında bir soru yok.

أريد أن أسافر حول العالم.

Dünya'yı gezmek istiyorum.

تحدثتُ مع توم حول مشاعري.

Duygularım hakkında Tom'la konuştum.

لأنها تربك الناس حول كيفية أدائهم.

insanların kendi performansları konusunda kafalarını karıştırır.

ويوجد الكثير لمعرفته حول شريط موبييس

Möbius şeridiyle ilgili çok daha fazlası var,

وأنا لست حائرة حول حكمي هذا.

Nasıl olacağı konusunda şüphem yok.

وأنه لا حول لهم على مجابهتها.

ve de savaşmak için güçsüz olduklarına.

لا نزال نحوم حول هذه الفكرة

ama güzelliğin ve görünüşümüzün

حول محاولته الانتحار وكيف كان يشعر.

ve duygularını anlatabilmesinden onur duydum.

النصف الأول يدور حول استكشاف المشكلة

İlk yarı, problemi keşfetmek

والنصف الثاني يدور حول استكشاف الحل.

ve ikinci yarı, çözümü keşfetmekle ilgili.

أني طالما أردت السفر حول العالم.

dünyayı dolaşmak istiyorum.

ب50 أو 100 دورة حول الشمس.

Güneş etrafında 50 veya 100 dönüş.

وذلك ما يمكنكم رؤيته حول الزواية.

Bu da köşenin diğer tarafından gördüğünüz şey.

المثير للاهتمام حول هذا النظام الغذائي

Bu diyet hakkında ilginç olan şey ise,

‫سألفه حول هذه الكتلة.‬ ‫سأضع خوذتي.‬

Şu bloğun çevresine. Kaskımızı takalım.

لن نتفق حول من ينتمي إليها.

bu jenerasyonlara kimlerin dahil olduğu konusunda hem fikir değiliz.

‫تجاوز المناقشات المصنعة‬ ‫حول علم المناخ ،‬

Gezegenimizin durumu etrafındaki sessizliği yıkmamız gerekiyor;

معظمنا، نحن القوميون حول العالم، عولميون،

Biz ulusalcıların çoğu aslında küreselci;

ومعظمنا، نحن العولميون حول العالم، قوميون.

biz küreselcilerin çoğu ise ulusalcıyız.

أثناء بحثكم عن نصيحة حول الحياة،

Yaşam tavsiyeleri aradığınız zaman,

لكنك لن تقرأ أبدا حول هذا.

ama bunu hiçbir yerde okuyamazsınız.

بحيث الملايين من العمال حول العالم

inanılmaz sıkıcı iş hayatına sahip olmasına

حول العلوم والتكنولوجيا والعالم الطبيعي والتاريخ.

binlerce çevrimiçi belgesele ev sahipliği yapıyor . Onların tarih bölümü, erken insan ve tarih öncesinden

ونحن نُعلِّم متقصي الحقائق حول العالم.

Bütün dünyada içerik teyit edenlere eğitimler veriyoruz.

على حصار ليّن حول العاصمة البيزنطية.

Edirne'ye doğru ilerledi.

حول ذلك يقول باستمرار الطاقة المنخفضة

bunun hakkında sürekli düşük enerjili diyor

يستخدم كلمات ساخرة ومهينة حول المعارضة

muhalefet hakkında alaycı ve hakaret içeren sözler kullanıyor

هل عندك أي سؤال حول الطعام؟

Yiyecekler hakkında herhangi bir sorunuz var mı?

اليوم أقمارنا الصناعية تدور حول الأرض.

Bugün yapay uydularımız dünya çevresinde dönüyor.

رجاءً ضع دائرة حول الجواب الصحيح.

Lütfen doğru cevabı daire içine alın.

يبدو غامضا حول ما أراد فعله.

O, yapmak istediği şey hakkında kararsız görünüyordu.

حركة الشمس حول الأرض هي وهم.

Güneşin dünyanın etrafındaki hareketi bir yanılsamadır.

حقّق التحرّي صادق حول وفاة الصّبيان.

Dedektif Sadık bebek ölümlerini soruşturdu.

كان سامي يدور مشيا حول المنزل.

- Sami evin etrafında yürüyordu.
- Sami evin etrafında dolaşıyordu.

حول ما الذي يدفع الناس لتغيير سلوكياتهم.

yeni bir araştırmayı paylaşmak istiyorum.

وهدفنا هو تثقيف الناس حول تلك البرامج،

Amacımız hem insanları bu program hakkında eğitmek

هو السؤال حول سبب نجاح الديناصورت المبهر.

dinozorların nasıl bu kadar başarılı olduğudur.

الإيجارات القديمة كانت حول الدخل غير المكتسب.

Klasikler için kira, kazanılmamış gelirle ilgiliydi.

وهل يمكننا التفكير حول كيفية تجاوبنا معهم؟

Buna nasıl tepki vereceğimizi düşünebilir miyiz?

حول نشر الوعي على الوقاية الجنسيّة والاغتصاب.

bir program yapmaya karar verdim.

دعوني أخبركم قصة حول تجربة أول مسابقة.

İlk Popstar ile ilgili bir deneyim hikâyesi daha anlatayım.

إذا استطعنا وقف فقدان الغابات حول العالم،

Dünyadaki orman kaybını durdurabilirsek

قامت بالتقوقع حول نفسها ضمن فقاعة معلومات.

Kendini bir bilgi baloncuğuyla çevreledi.

كلما استطعنا تكسير الطابوهات حول سن اليأس،

menopoz konusundaki bu tabuları daha çabuk yıkmamız,

‫سألف الحبل حول هذه.‬ ‫وأضع هذا هناك.‬

İpi etrafına dolayacağım. Şuradan geçirelim.

‫إما أربطه حول هذه الكتلة الصخرية الضخمة.‬

Bu büyük kayanın çevresine dolayabilirim.

سوف ترتديها حول عنقها في غرفة الولادة.

bu kolyeyi doğum sırasında da taksın diye.

إنهم هناك يعملون كبنائين للمجتمعات حول المدن.

Onlar ülkenin her yanında topluluk kurucuları.

إن الفكرة السائدة حول أصل الأرض والقمر

Dünya ve Ay'ın kökenleri için ana fikre

سيمون وغارفانكيل كتبا أُغنية حول هذا الموضوع.

Simon ve Garfunkel, bununla ilgili bir şarkı yazdı.

ويقوم بدورةٍ حول الأرض كلّ 90 دقيقة،

her 90 dk'da bir gezegeni tam dolaşarak

‫نحن بحاجة لكسر الصمت‬ ‫حول حالة كوكبنا.‬

Bu harika bir uyanış zamanı.

ولكنهم اغلقوا جميع مصانع الفحم حول (بيكين).

Ancak Pekin'deki tüm kömür santrallerini kapattılar.

فلا زال لديكم الكثير لتتعلمونه حول الرؤية.

görmek ile ilgili öğrenmeniz gereken hâlâ çok şey var.

لذا كن حذراً جداً حول ما تنشر.

bu nedenle yaydığımız şeylere çok dikkat etmeliyiz.

نشرنا تقريرًا في 20 دولة حول العالم،

Dünya genelinde 20 ülkede bu önemli güvenlik açığını