Examples of using "قاسية" in a sentence and their turkish translations:
Çiçekler dayanıklı.
Çok sert polisleri vardı.
Turunçgil meyve: kaya gibi, elmas sertliğinde misket limonları.
Sami'nin zor bir hayatı var.
Ama soğuk zor bir gerçeklik de vardı.
Leyla çok zor bir yaşam sürüyordu.
♪ Filmin sonu çok zordu ♪
Unutmayın, bu çöl zorlu olacak. Birçok zorlukla dolu.
Bu gerçekten oldukça acımasız ya da acımasız bir mizah türüdür.
Vahşi doğmuş, acımasız hayvanlar fakat güzel ve müstesna yırtıcılar.